"Kâinat, hayal ettigimiz gibi bir yer degildir. Sandaletli dev bir sosyal hizmetliler görevlisinin yönettigi bir tür büyük İsveç
olamaz. Hatta kaprisli bir hükümdarı olan bir krallıl bile sayilmaz. Kâinat, merhametsiz mücadelenin hâkim oldugu vahşi ve amaçsız bir anarşidir. Doğal seçilim bir gelişme gibi görünebilir ama aslinda değildir. Evrim rastgeledir ve belli bir hedefe doğru gitmez. Geçerli olan kurallar sadece rekabet, öldürme ve mücadeledir. Herkesin herkesle olan savaşıdır ve biz de istisna değiliz. Hayvanlar, karincalar, kurbagalar ve hamam böcekleri için geçerli olan kurallar insanlar için de gecerlidir. İnsanlar bu gerçegi ögrenmek istemiyor. Darwin ortaya çıkalı yüz elli sene oldu ama insanlar onun ortaya çıkardigi acımasız gerçeği hâlâ reddediyor. Dogal seçilimi kabul eden kişiler bile bunun teleolojik oldugunu söyleyerek kendilerini kandırır, bir amaci ve yönü oldugunu düşünerek daha gelişmiş türlere erişmenin bir yolu olduğunu iddia eder.
İlk Hristiyanlar pagan ve Yahudi bilgileriyle dolu dünyanın en büyük kütüphanesini yakıp defalarca yağmalamıştı . Peki neden ? Neden kütüphaneyi yaktılar ? Çünkü Mısır’ın inancının kökenine dair hiçbir kanıt bırakmak istemiyorlardı .
Hristiyan dini , güneşe tapmanın parodisidir . Güneşin yerine İsa dedikleri bir adam koyarlar ve aslında güneşe borçlu oldukları tapınmayı ona gösterirler .