Özleyerek eski sevdalarını,
Bölüşenler olur rüyalarını
Bir zaman koynunda yattıklarıyla.
Fakat gecelerdir, şu uzun uzun
Düşünen garip genç, nasıl uyusun
Yüreğindeki cam kırıklarıyla?
Ne yapsam, ne etsem günler sayılı...
Çıkarabilseydim -bari- bu yılı!
Gülümsemeye de üşeniyorum.
Ben -zaten- böyleydim, oldum olalı
Günü söylemekte çevremdekiler...
Ne çıkar: ha cuma olmuş, ha salı!
Gözüm yok: arkamda kalan günlerin
Yarısından daha çoğu, yamalı!
Ayıracak mıyım -acaba-orda
Yeşilden mavi, sarıdan alı?
Ben hazır olsam da değişikliğe
Kalanları nasıl hazırlamalı?
Gidebilir miyim helal etmeden
Ağaçlar yemişi, kovanlar balı?
Sûrumda nöbet Bekleyenim, ordum yok!
Uğrumda, gelip, can verecek dostum yok!
Lakin -şükür Allah’a- bu yaştan sonra,
Allah’tan başka, kimseden korkum yok !
Olan, bir kıvılcımdan oldu
Ve yandım da geldim:
Senin, böyle, yalnızlığından
Utandım da geldim!
Fakat, sanmasın kıskananlar,
Ki kandım da geldim;
İnandım inandım.
İnandım da geldim...
Uyandırdığın uykulardan
Uyandım da geldim!