Ermenistan'da yasal olmadan faaliyet gösteren "Metsamor" nükleer santralinin istismarı da, Ermeni hayallerinin bir parçası olarak bölge devletlerinin güvenliğine felaket vadeden bir tehdittir.
Azerbaycan topraklarında silahlı çatışma, devletin arazilerinin %20'sini işgal edilmesini ve 9 kişiden birinin mütteci veya zorunlu göçmen durumuna düşmesine neden olmuştur.
AGİT'in Minsk grubu ve onlar gibi bütün teşkilatlar, yalnızca kendi çıkarlarını ve maalesef aynı dini paylaştıkları Ermeni çıkarlarını düşünmektedirler.
1992 yılının 25 Şubat'ını 26'sına bağlayan gece, Ermeni cellatlar 20. yüzyılın en korkunç cinayetlerinden birini, Azerbaycan'ın Hocalı kentinde gerçekleştirdiler.
Sabir Şahtaxtı / Soykırımdan Hocalı'ya.
Sabir Habib oğlu Hacıyev, 1968 yılında Nahçıvan'ın Şahtahtı köyünde doğdu. 1993 yılında Azerbaycan Devlet Petrolleri Akademisini, 2007 yılında Devlet İdarecilik Akademisi'ni bitirmiştir. Yazarlığı öğrencilik yıllarında başlamış, Azerbaycan devlet televizyonu, Azerbaycan devlet haber ajansında değişik görevlerde bulunmuştur. Siyasi bilimler felsefe doktoru olan yazar, Azerbaycan Yazarlar Birliği üyesidir. Evli ve 3 çocuk babasıdır.
Dünyanın görmek istemediği soykırımlardan birisi, Hocalı da yaşanmıştır. Sözde Ermeni soykırımıyla Türkiye'yi yeterince mağdur eden Ermeniler, geçtiğimiz yıllarda da sınır komşusu Azerbaycan Türklerine soykırım yapmış, toprakların işgal etmiş, ama dünya gözünde mağduru oynamaya devam etmektedirler.
1994 yılında dönemin Azerbaycan cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in girişimleri ile Azerbaycan Milli Meclisi Hocalı soykırımına ilk defa siyasi ve hukuki anlam vererek onu " Soykırım Aktı" gibi tanıdı. Ermeni lobiciliğine karşı, Azerbaycan'da uluslararası teşkilatlarda hakkını aramaya başladı.
Kitap, Haydar Aliyev vakfı'nın başkan yardımcısı Leyla Aliyeva'nın teşebbüsüyle başlatılan, " Hocalıya Adalet" uluslararası bilgilendirme kampanyası çerçevesinde yapılan çalışmaların bir kısmını anlatmaktadır. Hocalı'da esir düşen Azerbaycanlıların el yazısıyla anlattıkları kitaba tarihi bir değer katmaktadır.
Azerbaycan'ın tüm topraklarını esaretten kurtarması dileğiyle...
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Herhangi bir şeyi kaybetmek her insan için kötüdür. Yakınlarından birinin malını kaybetmesi, belanın ondan uzaklaşması diye düşünülebilir. Ancak can kaybı öyle değildir. Can kaybını herkes kabullenemez. Bir kayıp daha vardır ki bütün bunlardan daha önemlidir ve telafisi daha zordur. Nedir biliyor musun? Saygınlık... Çünkü kaybedilen saygınlık bir daha kazanılmaz. Sende biliyorsun ki, hürmet ve saygı gram gram toplanır ama bir kirpik vuruşu süresinde kaybolur.
Elinde olmadan; "Acaba canlılar içinde insan kadar kendi kendine zalimlik eden başka biri daha var mı? diye düşündü. Sonra: "Canlıların kâmili olan insan, aynı zamanda en gaddar ve zalimidir", diye mırıldandı.