Korku - Gerilim - Aksiyon.
Yüzyıllık bir kehanet.
1862 yılında kızlar manastırının genç ve güzel kızları o sırrı birbirleriyle paylaştıkları soğuk gecede etrafa lanet yayıldı. Sırasıyla herkesin canı alındı. Nihayet sıra kitabın başkahramanı olan Maria’ya gelmişti. Bir gece ansızın ortadan kaybolan Maria’nın çığlık dolu ölümü...
Yüzyıllık lanet nihayet 1962 yılında Yannis’in gece rüyalarına karışarak kabusa dönüştü. Maria, Yannis’in rüyalarında, ondan kendi ruhunu huzura kavuşturması için Karvalli’ye gelmesini istemekte. Yannis bunu kabul etmezse ölüme mahkum edilecektir. O halde Yannis’e düşen bu kehaneti çözmekti.
Yüzyıllık gizemi çözmek üzere yola koyulan Yannis, Trabzon’a gelerek, kendisini bu yolun sonunda ölümün beklediğini bilmiyordu...
Sabit Sümer’in başyapıtı. Muazzam bir kitap.
Bence bu kitabın kıyıda köşede kalmış olması çok üzüntü verici. Konusu, örgüsü, mekanı ve akıcılığı çok ilgimi çekti. Zevkle ve heyecanla okudum. Gerilim tarzı roman sevenlerin okuması gerektiğini düşünüyorum.
Sabit Sümer
Bazen çok beğendiğiniz şeyleri tanıdığınız tanımadığınız herkesle paylaşma, anlatma çabası içerisine girdiğiniz olmuştur. Bende bu kitabı bitirir bitirmez belki birkaç kişi görüp bu şaheseri okur diye hemen anlatmaya başlıyorum.
Tadının kaçmaması için kitabın içeriğiyle alakalı olarak çok şey anlatmayacağım fakat bir okur olarak az bir şeyler anlatmayı da kendime bir görev bilirim.
Kitabımız geçmişte yaşanan bir cinayet olayının yaşanmasıyla başlıyor ve cinayete kurban giden kişi Aksaray'ın Güzelyurt ilçesinde bulunan bir manastırdaki rahibe adayı Maria'dır.
Maria bu cinayet yaşandıktan sonra 4. kuşak akrabası olan Yannis'in rüyalarına korkunç bir şekilde girmeye başlar ve ruhunu huzura erdirmesini söyler.
Korkunç rüyalara 4. yılın sonunda dayanamayan Yannis Yunanistan'dan Türkiye'ye gelir ve Maria halasının cinayete kurban gitmiş ve artık bulunması çok zor olacak kemiklerini aramaya başlar.
Tabii ki kitap birkaç parça kemik aramayla alakalı değil. İşte araya burada anlatmadığım diğer önemli bölümler giriyor bu yüzden artık kitabı okuyup sizin diğer kısımları öğrenmeniz gerek.
Fakat hem konunun akışı bakımından hemde hikayenin Türkiye'de bulunan tarihi mekanlarda geçmesinden dolayı ben bu kitabı çok sevdim sizlerin de seveceğinden eminim.