8.5/10
10 People
60
Reads
7
Likes
1,326
Views

Sabri Orman Quotes

You can find Sabri Orman quotes, Sabri Orman book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Artık ömrümün sonuna geldim ve zaman, artık Irak'a yolculuk için değil, ebediyete yolculuk için vedalaşma zamanıdır."
Sayfa 51 - İnsan Yayınları Celâl ed-Dîn el-Humâî, Gazâlînâme, Tahran, m. 1900/ h. 1318'den nakleden, Hüseyin Emin, s. 56-60Kitabı okudu
Reklam
Ferdî adalette özne nesne çakışması söz konusudur. Başka bir ifadeyle burada adaletin öznesi ile nesnesi aynı olup ferdin bizzat kendisidir. Burada adaletin bireyin kendi içinde sağlanmasıdır ki buna ahlâkî adalet de denebilir. Adalet normal olarak geçişli bir eylemdir ve öznesi ile nesnesi farklı varlıklardır. Bu bakımdan ferdî veya ahlâkî adaletin bir istisna, bir özel durum teşkil ettiği açıktır. Anlatılmak istenen iç çatışmalı bir varlık olan insanın, çatışan ve çelişen çeşitli eğilim ve dürtüleri arasında ahlâkî bir denge kurmasıdır. Eğer ahlâkî davranış, beşerîlikten insaniliğe doğru yapılan bir hamle olarak kabul edilirse Burada adeta beşerîlikten insanîliğe yükselmeye doğru bir çabanın söz konusu olduğu söylenebilir. Ve bu çaba, adalete yöneliş şeklinde tezahür edecek demektir.
Sayfa 23 - İktisat YayınlarıKitabı okudu
"Zulüm, bir şeyi kendine ait yerden başka yere koymak, başkasının hakkında tasarrufta bulunmak ve kanun koyucunun (şarî') belirlediği sınırları aşmaktır." Ebu'l -Bekâ
Sayfa 21 - İktisat YayınlarıKitabı okudu
Bir tarafı taklitçilikle suçlarken, diğer tarafta taklide düşmek
Gazâlî, Tehâfut’a bir gözlemini anlatarak başlar. Çevrelerindeki insanlardan zekâ ve anlayış üstünlüğü yönünden farklı olduklarına inanan bir grup insanın, İslâm’ın ibadetlere ilişkin temel ilkelerini hor görüp, küçümsediklerini; İslâm’ın çizdiği sınırları hafife alıp-aldırmadıklarını; hatta bazı zanların peşine takılarak dinî bağlardan büsbütün sıyrıldıklarını gördüğünü anlatır. Ona göre bunların küfürlerinin dayanağı da kulaktan dolma ve alışılmış bir taklitten ve serap gibi yanıltıcı süslü hayâllerden kaynaklanan, nazarî bir araştırmadan başka bir şey değildir. Böyleleri Sokrat, Eflâtun ve Aristo gibi büyük isimleri işitip, bu gibi filozofların ne kadar akıllı, metotlarının ne kadar güzel; hendese, mantık, tabîat ve ilâhiyât gibi ilimlerde ne kadar usta olduklarını, fakat bütün bu özelliklerinin yanı sıra her türlü dinleri ve inançları inkâr ettiklerini ve bunların, sonradan konulmuş kanunlar ve uydurulmuş hileler olduklarına inandıklarını dinlemişlerdir. Bu tür şeyler kulaklarına çalınınca da kitlelerin ve ayak takımının inançlarından sıyrılıp, kendi zanlarınca üstün insanların sınıfına katılmak üzere küfür inancını benimserler. Onlar, zekâ ve anlayış üstünlüğünün, hakkı taklit etmeyi bırakıp, bâtılı taklit etmeye başlamakla gösterilebileceğini sanırlar ki, Gazâlî’ye göre avâm insanlar arasındaki aptallar bile bunlardan daha iyi durumdadır. Çünkü onlar, hiç olmazsa akıllılığı, kötü yoldakilere benzemeye çalışmada aramazlar. Ona göre aptallık, böyle bir çorak zekâya göre kurtuluşa daha yakındır.
Sayfa 82 - 83Kitabı okudu
Kardeşi Ahmed el - Gazâlî, onun(İmam Gazâlî'nin) son anlarını şöyle anlatır: "Pazartesi günü sabah vakti olunca kardeşim Ebû Hâmid abdest alıp namaz kıldı. Sonra kefeninin getirilmesini istedi. Onu aldı, öptü ve alnının üzerine koyarak, mülk sahibinin huzuruna çıkmak başım - gözüm üstüne, dedi. Sonra ayaklarını uzattı, kıbleye döndü ve şafak sökmeden vefat etti."
Sayfa 51 - İnsan Yayınları İbn el-Cevzî, Kitâb el-Sebât ind el-Memât'tan nakleden, Zeki Mubarek, el-Ahlâk ind el-Gazâlî, Kahire, 1971, s. 66Kitabı okudu
Reklam
84 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.