Halikarnas Balıkçısı'nın manevi oğlu olarak eserlerini ölümünden sonra yayımlayan, tüm kitaplarına önsöz yazan, Balıkçı'nın manevi mirasını yaşatan kişi olarak tanınmıştır. Aynı zamanda Azra Erhat'ın da manevi oğludur. Turizm alanında Türkiye’de kültür turlarının başlatıcıları arasında yer alır.
1939'da Muğla'nın Gökova beldesinde doğdu. İzmir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ni bitirdi. Turizm üzerine yüksek lisans ve doktora yaptı; İletişim Bilimleri dalında doçent oldu. TRT ve bazı yayın organlarında muhabir ve yapımcı olarak çalıştı. 1980’den sonra Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu ile Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1993’te Ege Üniversitesi Çeşme Meslek Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi ve idareci olarak hizmet vermeye başladı. Halen İzmir Yaşar Üniversitesinde öğretim üyeliği yapmaktadır.
Çoğu Türkiye’nin turistik yerleri hakkında olmak üzere yirmiden fazla kitabı çeşitli dillerde yayımlandı.
Ey nazlı kadın kalbime bir ay gibi doğdun,
Zulmette kalan ruhuma mehtab gibi doldun,
Güllerle çiçeklerle bezenmiş bir emel oldun,
Zulmette kalan ruhuma mehtab gibi doldun.
Gezdim yine sahilde dün akşam, seni ah hep seni andım,
Birlikte geçen günleri andıkça ateşler gibi yandım,
Issız gecenin zulmetini ayrılığın matemi sandım,
Birlikte geçen günleri andıkça ateşler gibi yandım.
Sevdim yine bir gizli ateş kalbe dayandı,
Yâ Rab, o bakışlar ne ilâhi, ne yamandı,
Biçare gönül, durmadı dinlenmedi yandı,
Yâ Rab, o bakışlar ne ilâhi ne yamandı.
Kitapta hoşuma giden çok bölüm var. Bunlardan biri de "Mezar Taşı" başlıklı yazı:
"Sakın mermer, beton falan istemem. Bir taş bulun, uzunca bir taş Yazısız! Onu dikin mezarımın başına. Falanca oğlu filancaymışım da, şu tarihte doğup şu tarihte ölmüşüm. Kesinlikle yazı istemem, basit bir taş. Eh, bizim tekne su almaya başladı. Tepelere, deniz gören yere gömülmem şart değil! Nasıl olsa yattığım yerden denizi seyredemem. Deniz ruhumda yaşıyor., gönül gözüyle her zaman görüyorum. Mezarın ne önemi var?
Öldükten sonra ben kendime değil, toprağa doğaya lazımım. Galiba ruhun yaşaması da bu! Topraktan olduk toprağa dönüyoruz. Ben öldükten sonra yokum. Toprak bizi kendisine yararlı hale getirecek. Yoksa, cesedin ne değeri var?
Bilmem ki günâhım sana olmakta mı bende
Ağlatma yeter kalmadı hiç gözyaşı bende
Bir hasta dilim vardı ki aldım o da sende
Ağlatma yeter kalmadı hiç gözyaşı bende
Halikarnas balıkçısının kısa kısa yazdığı yazılardan derleme yapilmiş. İçinde tarih doğa aşk siyaset fıkra hikayeler vs gibi çok konu geçiyor. Severek okudum. Hayattan derlemeler denebilir. Halikarnas balıkçısı yani cevat şakir kabaağaçlının her kitabı yazısı ayrı güzel. Hala da bu insanın değeri diğer değerlerimiz gibi bilinmemekte.
Balıkçı'nın bana anlattıkları, bana verdiği yetkiyle yazdığım ve kendi araştırıp bulduklarım; türünde ve Türkiye'de ilk galiba..
Şimdiye kadar yazdığım 40'ı aşkın kitabın, beni en doyuranı oldu diyebilirim. Yazmam gerekirdi. Ben bu işlevi yerine getirmek için dünyaya getirilmiştim ! Hele rehberlikle ilgili bölümler... Sanırım rehberdeşlerimiz için