Hayatı korkunç bir sefalet içinde geçtiği halde, Alfred Sisley iyimserliği hiçbir zaman elden bırakmadı. Bu perişanlığı renk ve çizgiye döküp ucuzlatmadı. Eserlerinde daima duyguyu, zarafeti hedef tuttu. Gösterişe, şatafata eğilimi yoktu, sanatın felsefesini yapmaya kalkışmadı.
Akıldan çok, kalbe hitap eden bir dil kullandı.