Şafak Altun

Ferrari'yi Çalan Fil yazarı
Yazar
7.5/10
96 Kişi
344
Okunma
20
Beğeni
2.779
Görüntülenme

Şafak Altun Gönderileri

Şafak Altun kitaplarını, Şafak Altun sözleri ve alıntılarını, Şafak Altun yazarlarını, Şafak Altun yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendi kendini gerçekleştiren kehanet, yanlış durum tanımlamasıyla başlar.Bu yanlış tamımlama yeni bir davranış doğurur ve bu yeni davranış da başlangıçtaki yanlış düşüncenin doğru çıkmasını sağlar.Böylece kehanet kendi kendini gerçekleştirmiş olur ve aldatıcı haklılığıyla yanlış bir düşünceye geçerlilik kazandırır.Çünkü kehanette bulunan kişi, olayların gerçek seyrini başından beri haklı olduğunun kanıtı olarak gösterecektir.Sosyal mantık işte böylece saptırılmış olur.
Yaşlanma korkusu yeni kozmetik mağazalar açtırıyor, ölüm korkusu organik pazarı büyütüyor, kaybetme korkusu sigorta devleri yaratıyor.Çünkü korku davranış değiştiren her duygu gibi kendi ekonomisini yaratıyor.
Reklam
En tehlikeli yalan, içine doğru karışmış yalandır.
Agnotoloji(Bilgisizlik bilimi) kasıtlı olarak cehalet yayma konusunu inceleyen bilim.Ya bir ürünü satmak ya da çıkar elde etmek için kasıtlı olarak kafa karışıklığı ve yalan bilgi yaymanın incelenmesi oluyor.
Reklam
Kader mi Tesadüf mü?
Cleopatranın burnu daha kısa olsaydı dünya şimdikinden tamamen farklı olurdu.Yani Cleopatra güzel olmasa, Mark Antony'yi kendine aşık etmese Roma ve Mısır tarihi ya da tüm medeniyet başka türlü gelişebilirdi.
Bedenlerimiz birer köle olsa zihinlerimiz özgür kalabilir.
Yalnızlık tercih midir?
Yalnızlık dinmeyen bir sızıdır.Eğer bazı kimseler bunu benliğin bir çeşit kurtuluşu gibi göstermek istemişlerse yanılmışlardır.Bir sürü hayvanı olan insan sürüsünden ayrı düşünce zavallı, muzdarip, avare bir yaratık olur.
- “Türkiye Tarımda Kendine Yeten Yedi Ülkeden Biridir (Bu ülkelerin hangileri olduğunun bir türlü öğrenilmediği, geçmiş yıllara ait bir iktisat efsanesi): Bu söz tam bir şehir efsanesi gibi bir şeydi. İlkokul sı­ralarından beri öğrencilere Türkiye’nin tarımdaki duru­munun bu olduğu söyleniyordu. Ayrıca bu yedi ülkenin hangileri olduğu da bir türlü bilinemiyordu. Zaman geç­tikçe kapalı ekonomiler için geçerli olan bu kuralın çok da gerçeği yansıtmadığı anlaşıldı. Çünkü kendi kendine yet­menin ölçüsü yoktur. Ayrıca Türkiye hiçbir zaman objektif tanımlamayla tarımda kendine yeterli olan bir ülke olama­dı. Mutlak bir ölçü olamaz bu konuda. Hangi üründen, ne kadar tüketirseniz kendi kendinize yeterli olursunuz? Doymanın ölçüsü nedir? Sınırlarınızı kapatarak, bütün ürettiklerinizi sadece tükettiğinizde mi, kendi kendinize yeterli oluyorsunuz? Bu nedenle önemli olan, Türkiye’nin kaynaklarının doğru kullanılması, değerlendirilmesidir. Kırsal kesimde kentlere yönelen göçle beraber, tarımda ça­lışan aktif nüfus yerini yaşlı kesime bıraktı. Böylelikle önemli bir nüfus tarımsal üretimden elini çekince, Türki­ye’nin tarımda kendine yeten yedi ülkeden biri olmadığı gerçeği de ortaya çıktı.”
558 öğeden 381 ile 390 arasındakiler gösteriliyor.