İlk ve orta öğrenimini Van’da bitirdikten sonra yüksek öğrenimini Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde 1992’de tamamladı. Yüksek lisansını 1997 Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde “17. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda Zihniyet Yapı Analizleri” başlıklı tezle yaptı. Doktor unvanını 2008 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi Anabilim Dalında “Doğu Anadolu Düzeninde Aşiret, Cemaat, Devlet” başlıklı çalışmasıyla tamamladı. Sait Ebinç evli iki çocuk babasıdır. Hâlen Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetim Siyaset Bilimi Anabilim Dalında öğretim üyeliğine devam etmektedir.
İnsan yaşadığı yer ve zaman hakkında bir fikre sahip olmalıdır. Bir şehri sevmek o şehre hususiyet kazandıran mekânın, zamanın bilincinde olmak demektir.
Gönlümde oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen neredesin ey sevgili yaz günleri nerde!
Dağlar ağrırken konuşurduk tepelerde,
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!
Adından da anlaşılacak üzere Van şehrini konu edinen bir kitap. Anı mahiyetinde bir yaşantı kitabı. Eski Van'a duyulan bir özlem kitabı desem daha doğru olur.
Kitap edebi bir üslup ve zengin bir Türkçe ile yazılmış. Okurken sizi içine çekiyor.
O şehirde hiç yaşamamış o kişileri hiç tanımamış olsanız dahi oradaymışsınız gibi hissettiren bir yanı var.
Van' ın Bağ ve bahçeleri, kehrizleri, mekânları, caddeleri, konakları, ünlü ünsüz kişileri, mesire yerleri, türkükeri, yaşanmış olayları kısacası geçmiş zamanı konu edinmiş.
Şehir, mimari, medeniyet ve estetik yazarın anıları ile birleşmiş.
Yazarın Babannesi, kitapta sıkca söz edilen müstesna bir kişi olarak karşımıza çıkıyor.
Ebinç çocukluğunun lezzetlerini büyük keyfiyetle anlatırken biz neden bu hoşluktan mahrum kaldık diye de beni hayıflandırdı.
Kitapta yörenin lehçesinede yer verilmiş ve bir değer göstergesi olarak işlenmiş. Zamanın fotoğrafları ile desteklenen eser düne tanıklık ederken bugün yitirilen güzelliklerinde birer ağıtı niteliğinde.
Komşulukların letafeti, mahallece kamyon arkasında gidilen deniz sefasının halâveti, kış akşamlarının muhabbeti, yazın ferah avlulara ve ya yeşilin her renginin hüküm sürdüğü geniş bahçelere kurulan semaver sefalarının dimağlarda kalan lezzeti ile eski zamanın huzurunu yaşayacağınız bir kitap Mektepten memlekete bir şehir estetiği Van.
Geçmişte yaşanan güzelliklere, samimiyete şahitlik etmiş kıymetli yazarımız. Bu güzellikleri bizlere aktarırken günümüzde zaman içerisinde değişen değerlerden, samimiyetten uzak sokak ve binalardan da yakınmıyor değil. Bu sebepten geçmişe olan Van özlemi yazarımızın kaleme aldığı bu metinlerde karşımıza hep diri bir şekilde çıkıyor.
Kitap o kadar güzel edebi bir dil ve üslupla ilerliyor ki zaman zaman sayfaların nasıl aktığını bilmiyorsunuz. Bazı kısımlarda sanki roman okuyormuşuz gibi bir izlenim veriyor.
Yazarımızın başında geçen birtakım olayları anlattığı bölümleri samimi ve içten buldum. Zaten kitabın temel gidişatında da bu samimiyet mevcut.
Yazarın Babaannesinin onun iç dünyasında ne kadar önemli olduğunu ve kitabın bazı bölümlerinde sık sık ona olan özlemini dile getirdiğine tanıklık ediyoruz.
Aslen Van' lı olup çok tanınan şahsiyetlerin hayatlarını ve şehir için nelere yaptıkları hakkında kitabın bazı bölümlerinde kısa bilgiler ediniyoruz.
Kitabı okuyup bitirdikten sonra zihnimde sessiz, samimi, hoş ve mahçup bir Van hatırası kaldı.