İnsan onuruna yakışır bir hayat sürmek benim de hakkım değil mi? Şimdi uçsuz bucaksız bir ummanda rotasız dolaşıyorum. Nereye gideceğim belirsiz. Karşımdaki adada henüz tanımadığım birisi beni çağırıyor, sen olsan ne yaparsın?
Binaların, kalabalık insanların arasına karışıp gidemiyoruz. Dağların dumanlı havası, ağaçların reçine kokusu, çiçeklerin sayılamayacak güzelliklerini görmeyince dışlığımız gelmez. Dağ bizimle, biz dağ ile konuşur halleşiriz.
Dağ gibi yüce gönlüm aşağılara konmak istemiyor.. Bunu büyüklenme sayma. Oysa, sevgi ile karılmış gönüllere toprak olmaya, onlara can vermeye hazırım da halden anlayan yok ana..
- Amerika'dan aldığı Marşall yardımını senin, benim iyiliğime harcamadı mı? dedi. Niye nankörlük yapıyorsun?
- Sen öyle bil.. Karşılığında neler verdi neler! Sen bunu biliyor musun? Amerikanın iyiliğine Kore Savaşına katılanlardan az askerimiz ölmedi. Ölen bir canı alınan paralar karşılar mı?