Gözlerinden akan yaşlar yanaklarından süzülüp, sıkıca sarıldığı sakdıyla buluşurken, aşık bir adamın , terkedilmiş bir çocuğun , hem geç kalan bir babanın isyanı göğe ulaşılıyordu .
"Ben sevdiğimin yalnızca gülüşlerine değil acılarına da talibil Allah'ım. Yeşillerinden süzülen yaşlar renkleri de alıp gidiyor bilinmeze. Beni gözlerimden et ama onun renklerini soldurma..."
Bir ömür boyu mesken edineceği eşsiz tende soluklandı sessizce. Bir ten, nasıl bu kadar güzel kokabilir diye düşündü sessizce. Gördüğü günden beri meftun olduğu güzele bu denli yakın olmak, bambaşkaydı. O an, anlamıştı Hasan abisinin sözlerini, bedenlerimiz ve kalplerimiz sahiplerine yazılan mektuplar gibiydi gerçekten de... Bedirhan'ın her hücresi, Hürrem'in ömrüne yazılmış bir mektuptu ve bu mektubu sahibine olması gerektiği gibi teslim ettiği için mutluydu. Sevdiğinin boynunda yeterince soluklanıp nefesi düzene az da olsa girdiğinde; hareket edecek gücü kendinde bulup yavaşça, eşinin yanina attı iri bedenini. Yaşadığı tarifsiz anların ardından diyecek söz bulamazken, âşkını ve hayranlığını göstermek istercesine heybetli göğsüne çekti karısını.
Seni seviyorum, senden geleni de seni de canımdan çok seviyorum. Annemin hırsına yenilmedim, babamın susmalarına yenilmedim, ablalarımın nefretin yenilmedim. Ben bir SANA YENİLDİM Elif 'im sadece sana... (Mehmet' ten)