Kitapta, beklenmedik haller yaşanmaktadır. Çok lüks bir şekilde yaşayan bir aile üzerinden ele alınan bu hikayede, hayatlar, Ortadoğu’ nun üzerinde oynanan kanlı oyunlara tutsak edilmektedir.
Nice hayatlar ve hayaller sönüyor Suriye savaşını bize kanıyla canıyla yaşatmaktadır. Soluksuz okuyacağınız bu eserde; kanı, göz yaşını ve umutsuzluğu görecek, hissedeceksiniz.
Maya, her şeye rağmen, tüm yıkılmışlıklar ve dertler içinde, yeşeren umudun adıdır. Mürşit Dedesinin anlattığı, daha sonra anlam kazanacak çoğu durum vücut bulacaktı zamanla.
Yazar, bu eserini, bizlere enfes bir anlatımla, olayları yaşatarak sunmuştur. Umutsuz olduğumuz anda, aslında; başka kapıların açılmakta olduğunu ve ayakta kalmanın yollarını yazar, usta anlatımıyla bizlere göstermektedir.
İşte gidiyorum!
Sırtımda ateşten bir kamburla,
Fırtınaya kanat çırpmış gidiyorum.
Yağmur yüklü bir bulut olmuş,
Bilinmez diyarlara gidiyorum.
Bir çocuğun çığlığıyla,
Bir annenin feryadıyla,
Yüreğinden vurulmuş,
Yıkık, dökük, yaralı yürüyorum.
Ellerindeki taramalı silahlarla durmadan ateş ediyorlardı.
Bizimkilerin silahları onlara vız gelirdi…
Delya’ ya “Gözlerini kapat kuzum, sakın açma.” dedim. Ben
de gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Onları görmek istemiyordum. Ölümü görmeden ölmek belki daha az acı verirdi.
Ölümle yaşam arasındaki alacakaranlığı yaşıyordum.