Son 30 yılda Müslüman toplumlar
daha çok dindarlaşmışlardı. Ancak paradoksal olarak bu, İslamcılığın
zayıflamasına yol açmıştı. Çünkü İslami unsurlar günlük hayata yoğun
bir şekilde girince siyasi anlamlarını yitirmişler, dolayısıyla İslamcılar
artık “piyasadaki” tekellerini kaybetmişlerdi. Başka bir deyişle Batı’nın,
“kitlesel yeniden İslamileşme” olarak gördüğü şey, İslam’ın standartlaşması ve sıradanlaşmasından başka bir şey değildi. “İslami” terimi
şimdi fast-food’dan kadın modasına kadar her şey için geçerliydi
Zaman kısalacaktır. Sene ay gibi, ay hafta gibi, hafta gün gibi, gün saat gibi, saat kıvılcım gibi olacaktır. Büyük depremler, şiddetli yağmurlar, garip salgın hastalıklar, kuraklık ve kıtlıklar görülecektir. Sosyal anarşi, büyük bir savaş, iç çatışmalar olacak çok acılar çekilecek ve insanlık ahlaki bir zafiyet yaşayacaktır. Sahte peygamber ve imamlar ortaya çıkacaktır. Bütün kaynaklara göre, ‘zuhur’ un amacı dünyaya adalet ve
barış getirerek çekilen acılara, zulüm ve savaşlara son vermek maddi ve manevi bir mutluluk dönemini başlatmaktır. İmam’ın yönetimi böylece milenyum rüyasını, ideal İslam toplumunun gerçekleşmesini
hayata geçirecektir.”
İnsan neye sahip olursa, daha fazlasını ister. Yerlerin ve göklerin bütün güçlerine de sahip olsa, tatmin olmaz; ona güven ve huzur verecek tek şey Allah’ın adını içinden ve kalbiyle anmasıdır
Eğer bir kişi İslam devleti ve onun kurulması hakkında konuşmak istiyorsa takiye yapmak
zorundadır.” Humeyni tam da bunu yapmıştır. Devrim öncesinde Velayet-i Fakih’i gündeme getirmemiştir. Şah’ın devrilmesinden sonra İslam cumhuriyetini onaylayan 1979 referandumu sırasında da bu
kavram tartışılmamıştır. Hatta oylamadan sonra, Başbakan Bazergan başkanlığında hazırlanan anayasa taslağında da sözü edilmemiş, ancak taslak anayasa yeniden gözden geçirilirken artık siyasi gücü eline geçirmiş bulunan Humeyni yanlılarınca, temeline Velayet-i Fakih konularak değiştirilmiş ve anayasaya son şekli verilmiştir
Kişi psikolojik
bağlamda kendinin bilincine vararak işe başlamalı, dış dünyadakileri
ve sosyo politik maskeli olanların farkına varabilmek için önce kendi
içindeki putları keşfetmelidir.71
Düşmanınız her zaman silahlı, ölümsüz ya da görünür olmayabilir.
Bazen o bir sistem, bir duygu, bir düşünce, bir sahiplenme, bir yaşam
tarzı, bir çalışma metodu, bir düşünce biçimi, bir çalışma aracı, bir
üretim biçimi olabilir
Aydınlar satılmış, ulema
güçlünün yandaşı olmuştu. Tüm değerler yok edilmişti. İslam devriminin ruhunu öldürdüler, yönünü değiştirdiler ve nihayet din adına
insanları kurban ettiler.”