Semih Gümüş

Semih GümüşYazar Olabilir miyim? author
Author
Compiler
Editor
7.7/10
289 People
1,039
Reads
93
Likes
7.3k
Views

Semih Gümüş Posts

You can find Semih Gümüş books, Semih Gümüş quotes and quotes, Semih Gümüş authors, Semih Gümüş reviews and reviews on 1000Kitap.
Terry Eagleton, “Değer biçme toplumsal kimliğin bir parçasıdır ve değer biçme olmadığı takdirde toplumsal hayat da durur,” diyor. “Gerçekten ayrım gözetmeyen bir özne hiç de bir insan özne olmazdı; değer biçmenin ‘seçkinci’ olduğunu düşünen bazı postmodern öznelerin yalnızca kâğıt üstünde var olabilmelerinin nedeni de budur belki.”
Postmodernizmin ayağa düşeni kaldırıp sanata dönüştürme, ucuz olanı değerli olanla aynı rafa yerleştirme çabasının yol açacağı aynılaşma, sürgit korunabilecek bir edebiyat anlayışı olamayacağı gibi, yaratıcısını olduğu kadar, okurunu da bıktıracaktır. Bazen, “Niçin bu kadar çok sayıda roman ve romancı var ve tümü birden bir incir çekirdeğini doldurmuyor?” diye soruluyor. Bu sorunun otoriter ve haksız sesi yanında, postmodern ortalamacılığı üstünde de durulmalı.
Reklam
Hayat elbette acımasız...
Ortaçağ’da mı, Büyük Bunalım sırasında mı, Nazizmin çizmeleri altında mı, Stalin’in kıyım makinesinin önünde mi daha acımasızdı? Belki hiçbirinde yaşamaya değişilmez bugünün dünyasında yaşamak. Ama şu paradoksla birlikte: Bugünün insanları da tarihin acımasızca kıydığı insanoğlunun torunları olarak, bireyliğini kazandığı mevzilerde hiçbir şey yitirmeden korunmaya çalışırken sürgün edilmekten acı duyuyor. İnsan daha geliştikçe, çok daha azını katlanmaz bulacaktır ki, insan da ancak böyle insanlaşır.
Para ile bir ürün olan kitabı ikiz görmek, tepeden tırnağa düzen kurma ideolojisi olarak da işleyen postmodernizmin en çok özlediği sonuçlardandır. Bu özdeşliği hiç değilse bir kez görebilmek için bir kurgu yaratır elbette, ama iskambilden kurduğu bu hayal de kolayca yıkılır. Yazarın emek ürünü olan bir yapıtın (yazı, şiir, roman, öykü, eleştiri) karşılığını ölçecek para birimi yeni zamanların keşfi: postmodern zamanlarda, yazarların ya da yaratıcı yapıtların ederi hemen hesaplanabiliyor. Bir romanı iş zamanı ile değerlendirince, onun kaç paraya satılıp yazarına ne kazandıracağını basit aritmetik hesabıyla bulabilirsiniz.
Perry Anderson parlak bir çözümlemeyle, “Modernizme amacını ve itici gücünü veren şey, hâlâ modernleşmemiş olanın, sanayi öncesi dönemin bıraktığı mirasın varlığını sürdürmesiyken,” diyor, “postmodernizm o mesafenin kapandığının, dünyada sermayenin doldurmadığı tek boşluk kalmadığının göstergesidir.”
Postmodernizmin Yanılsamaları’nda, “Değer biçme toplumsal kimliğin bir parçasıdır ve değer biçme olmadığı takdirde toplumsal hayat da durur,” diyor Terry Eagleton; “... değer biçmenin ‘seçkinci’ olduğunu düşünen bazı postmodern öznelerin yalnızca kâğıt üstünde var olabilmelerinin nedeni de budur belki.”
Reklam
Hayatı bir durağanlık olarak yaşamak isteyen postmodernizm, tek tek üst üste koyduğu taşlarla ördüğü barajı modernizmin derinliği karşısına çıkarır ve üstüne gelen birikimi toplayıp kıpırtısız bir güce dönüştürmeye çalışır.
Bireylik kavramının sinir uçlarını gerdiği kafalarda, çoğunluğun değerlerini benimseyip sürüleşen yüceltilir. Postmodern, modernizmin dünyayı yeniden yaratacak kertede yücelttiği bireylik anıtları karşısında, Katolik düsturlarla yaşamayı seçer.
“Modernizm, öncüleri olan Baudelaire ile Flaubert’den itibaren kendisini ‘burjuva karşıtı’ olarak tanımlamıştır,” diyor Perry Anderson –oysa bunun epeyce gözden kaçırıldığını saptamak zorundayız– ve tamamlıyor: “Postmodernizm ise, herhangi bir zafer kazanılmadan, bu hasım kendiliğinden yok olduğunda ortaya çıkmıştır.”
Bütün postmodernler şu ya da bu ölçüde Ahmet Hamdi Tanpınar’dan roman sanatının gizlerini almıştır. Bilge Karasu’dan dilin postmodern yapı içinde nasıl yeniden yaratılacağını; Attilâ İlhan’dan karşı-romanın özünü; Leyla Erbil’den sınırları zorlamayı öğrenmişler, ama ne yazık ki Sait Faik ile Vüs’at O. Bener’den almamışlardır.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.