Senai Demirci

Senai DemirciKıl Beni Ey Namaz author
Author
Translator
8.0/10
1,414 People
7.2k
Reads
769
Likes
45.5k
Views

Senai Demirci Posts

You can find Senai Demirci books, Senai Demirci quotes and quotes, Senai Demirci authors, Senai Demirci reviews and reviews on 1000Kitap.
“İşte ey mağrur nefsim, sen o seyyahsın. Şu dünya ise bir çöldür. Aczin fakrın hadsizdir. Düşmanın, hacâtın nihayetsizdir. Madem öyledir, şu sahranın Mâlik-i Ebedîsinin ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini al. Ta bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hadisatın karşısında titremeden kurtulasın.” Bu metinde iki Esmâ zikredildi: Mâlik-i Ebedî ve Hâkim-i Ezelî. Her insan kendi nefsinde bir malikiyet/sahiplenme duygusu yaşar. Çok şeye sahip olmak ister, her şey elinin altında olsun ister. Oysa nefes ve su gibi en basit gördüğü ihtiyaçlarına bile kendi eliyle erişemiyor. O halde, insan malik olmak istediklerinin sonsuzluğu kadar bir Mâlik’e muhtaçtır
bir Risale-i Nur talebesi Risale’ye aşinalık kazandıkça, diğer İslâm eserlerine nüfuzunun arttığını görebilir. Öyleyse, neden en iyi Mesnevî Şarihi bir Nur talebesi olmasın? Neden Muhyiddin Arabî’nin düşüncelerini muvazenesiyle anlamak ve sunmak bir Nur talebesinin işi olmasın?
Reklam
Şüphesiz, Risale-i Nur geçmişin birikiminden bağımsız ve kopuk bir eser değildir. İslâm düşüncesinin devamlılığı içinde bir yeri vardır, öteden beri gelen tartışmaların, bakışların buluştuğu, barıştığı, birleştiği bir kitaptır. Risale-i Nur’un İslâm düşünce tarihi içindeki yeri iyi bilinmeli. Bunun için, Risale’nin klâsik eserlerle ve âlimlerle irtibat noktalarının, komşuluklarının fark edilmesi ve açılması gerekiyor.
Risale, aklı başında, kalbi yerinde her insana yoldaş olmuştur
Said Nursî muhatabını seçerken, muhatabının ‘insan olmak’, ‘kul olmak’ dışında hiçbir özelliğini kendine referans almaz. Aslında, Risale muhatap dahi seçmez denebilir. Buna göre, herkes Risale’de dillendirilen Kur’an hakikatlerine eşit uzaklıktadır ya da eşit yakınlıktadır
Sözler Sahibi, beni yalın bir ‘çocuk’ olarak kapısına istiyor
Benim için sade ve siyasetsiz bir adam Said Nursî. Yalın ve tekellüfsüz, duru ve karmaşasız sözleriyle her satırda yeniden tutar ellerimden. Bana göre o sadece ‘Sözler Sahibi’ ve kalbimi yeniden yeniye yazıyor. Ben ‘çocuk’ oluyorum, onu dinliyorum. Her defasında, bilmediğimi biliyorum.
Kırmızı kapaklı kitabın İkinci Söz’ünün “hodbin” kelimesi aslında okuma bilmediğimi söylüyordu bana. Bunu şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü “hodbin” olan, “hudâbîn”olamazdı. Yani kendini gören, hüdâyı ve hakkı göremezdi.
Reklam
“Sen o mağrur seyyahsın”
“Ne zaman bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisenin karşısında titremekten kurtulacaksın?”
Risale-i Nur, insanı nefsine karşı konuşlandırırken, özel bir okuma metodolojisi de geliştirir. Okumak, Kur’anî manada, görüneni, yani ‘alem-i şehadet’i görünmeyene, yani ‘alem-i gayb’a şahit eylemektir. Risale-i Nur’da ‘mana-yı harfî’ diye kavramlaştırılan bu okuma usulü, her bir şeye mana-yı harfî ile, yani kendisini bir kere, Yazarını bin kere gösteren bir harf olarak bakmayı gerektirir.
Risale-i Nur, kalbimizi yeniden yazıyor. Risale-i Nur, bize fıtrat temelli yaklaşımlar kazandırır, her birimizi kapsayıcı bir şefkatle ve derin bir anlayışla ‘fetret insanı’ kabul ederek, alabildiğine duru ve doğrudan mesajlar verir. Bunu yaparken de, fıtratımıza yakınlığı hiç şüphe götürmeyen, şifa ve hidayet verici, “insanla ikiz kardeş” olan Kur’an’la sahih ve canlı bağlantılar kurar, farkına varmasak da, kalbimizi vahyin sınırsız manalarına dokundurur.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.