Thetys ile Peleus'un evliliğinden yedi çocukları oluyor. Cicim ayları geçtikten sonra Thetys Peleus gibi ölümlü biriyle nasıl olup da evlendim diye yakınıp duruyor. Sonunda çocuklarını da kendisi gibi ölümsüz yapmaya karar veriyor. Geceleri kocası uyuduktan sonra çocuklarını ateşin üzerine tutarak gövdelerindeki ölümlülük tohumlarını yok etmeye çalışıyor. Kim verdiyse bu aklı kadına, çocuklar telef oluyor.
Ama bir tuhaf durum var, adam yakışıklı, adam ateşli, adam coşkulu. Hoşuna gidiyor Orion'un bu halleri Artemis'in... Kızları yolladı ya gökyüzüne. Bir işve, bir göz süzmeler falan. Sanırsınız bekaret yemini eden o değil.
Öğrendiği sırrı bir kuyuya haykırıyor adam. Ama bu arada kuyunun etrafındaki sazlıkları atlıyor. Rüzgârda o sazlıklar berberin söylediklerini anlatıyor tüm halka, hem de noktasına virgülüne kadar. Hain sazlıklar.
Kız sırılsıklam âşık, Apollon'un ise aklı fikri başka başka tatlarda. Ve olan oluyor, kız aşk acısına dayanamıyor, "Apolloooon, Apolloooon!" diye diye ölüyor.
Zeus hain planlarına devam ediyor. Bir gizemli kutu veriyor Pandora'nın eline. Ve kutuyu ne olursa olsun açmamasını sıkı sıkı tembihliyor. Ve kadını yeryüzüne yolluyor.
Aslında başka bir planı daha varmış Zeus'un. Ona dert olan erkek insanın başına bir bela sarmak İşte o bela bir kadın. Prometheus'u kayalara bağlayan Hephaistos'u çağırıp dünyada hiç kimsenin reddedemeyeceği bir kadın yaratmasını istiyor Zeus. Emir kulu tanrı ne yapsın, balçığı suyla yoğurup şaşırtıcı güzellikteki kadını yaratıyor gelen talep üzerine. Diğer tüm tanrı ve tanrıçalar da bu kadını süsleyip püslüyorlar, adını da Pandora koyuyorlar.