Erzincan'ın Refahiye ilçesinin Pınaryolu (Divir) köyünde doğdu. İlkokul ve Ortaokulu Refahiye'de, Liseyi Erzurum'da yatılı okudu. 1963 yılında başladığı Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden 1967'de mezun oldu. 1967 - 1970 yıllarında Bayburt Lisesi, 1970 - 1974 yıllarında Erzincan Ticaret Lisesinde edebiyat öğretmeni olarak çalıştı. 1973'te Refik Halit Karay'ın Hikâye ve Romanları Üzerine Bir İnceleme teziyle doktorasını tamamladı. 1975'te Kâzım Karabekir Eğitim Enstitüsü'nde çalıştı. 1977 - 1979 arasında mesleğiyle ilgili araştırmalar yapmak üzere Fransa'da bulundu. 1981'de doçent, 1987'de profesörlük unvanlarını aldı. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi, Kırıkkale Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi, Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1989 - 1995 yıllarında Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Dekanı olarak çalıştı. 1996 yılında Kazakistan'da Ahmet Yesevi Üniversitesinde görevlendirildi. 2005 yılında yenilenen Türk Dili ve Edebiyatı müfredatının komisyon başkanı olarak görev yaptı. Üç çocuk babası olan Şerif Aktaş, 10 Haziran 2013 tarihinde Samsun'da vefat etti.
Fikir ve Sanatta Hareket, Türk Dili, Türk Edebiyatı, Türk Dünyası Araştırmaları, Doğuş Edebiyat, Töre, Türkiye Günlüğü, Türk Yurdu, Erdem, Bilig gibi dergilerde araştırma yazıları yayınlanan Şerif Aktaş; 1984 yılında Roman Sanatı ve Roman İncelemesine Giriş adlı kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliğini ödülünü almıştır.
Ne var ki çocuk; yaygın bir anlayışla, zihinsel bakımdan gelişmemiş 'küçük bir insan' değildir. O; kendine özgü psikolojik davranışları olan, farklı bir dünya, farklı bir evrendir.
Geri kalmışlığın sebebi, teknik eğitimdeki eksikliklere bağlandığından; teknik eğitim, toplumun büyük çoğunluğu tarafından saygı görmekte ve bunun gereği olarak öğrenciler, daha ilköğretimin başlangıcında sayısal derslere yönetmektedirler.
Refik Halid'in Türk dilini en iyi kullanan yazarlar arasında olduğu bilinmektedir. Zaten Ziya Gökalp, yazarı "Türkçeyi en iyi kullanan muharrir" olduğu için İttihat ve Terakki zülmünden korur.
"Okuma edimi, başka bir yönüyle okurun öznel geçmişi,şimdisi, geleceğiyle de ilgili oluyor böylece. Gerçekte her okur kendi kişisel konumuna, duygusal yapısına, düşünsel yetisine göre yaşar bir metni. Bu açıdan her okur kendini okur metinde." #96889080
Madeni bir sesle semayı yırtan ezan
Oruçsuz iftar vakti kadar samimi ve mübarek
Yalnızca ses
Ve hareketsiz bir ahenk
Cami: Sarık, cübbe ve tabut
Sokak: Bir yığın geometrik çizgi
Ya insan?
Kim bilir hangi zaman çukurunda
kaç unutulmuş
isyan kumaşından biçilmiş
kefeniyle hesaplaşmakta
Din ve medeniyet adına.
Dünya Hali Bu,
Şerif Aktaş
KitapHaber
Tuba Yavuz, Kitaphaber Dergisi’nin Altıncı Sayısı “Türk Edebiyatı’na Bir Vefa” dosyasında Şerif Aktaş ile Kitaphaber Kitap ve Eleştiri Dergisi’nin altıncı sayısı yayında. Web sitemizden okuyabilirsiniz.
Edebi metinler kurgusal yapılarıyla yazarın yaratıcılığını ortaya koyması, özgün bir şekilde oluşması bakımından sanat eseri olarak değerlendirilirken; yaratım süreci, tahlil yöntemleri ve tasnif şekilleri gibi farklı biçimlerde de bilimsel metotlarla incelenebilir. Yazar, metni oluşturan kişi olarak bir sanat icra eder. Fakat her sanat eseri gibi edebi metnin de dönemin zihniyetine göre değerini ortaya koymak için farklı teoriler geliştirilir. Türk edebiyatında pek çok bilim insanı edebi metinler üzerine kafa yormuş, farklı noktalardan meseleyi ele almıştır. Şerif Aktaş da Yeni Türk edebiyatı sahasında roman tahlilleri ve edebiyatta üslup meseleleri gibi konulara değinmiş; bu alanda hatırı sayılır eserleri ile kendine has yöntemler geliştirmiş, öne sürdüğü fikirleriyle gençlere ışık tutmuş önemli bir bilim adamıdır. Şerif Aktaş l Tuba Yavuz
Yazılarıyla dergimize katkı veren ve derginin çıkması için çaba gösteren herkese teşekkürler. Birlikte nice sayılara.
Link, kitaphaber.com.tr/assets/uploads/...
@tubaoyku
#kitaphaber #kitaphaberkitapveeleştiridergisi #türkedebiyatınabirvefa #dergi #türk #edebiyat #vefa #kitap #söyleşi #film #düşünce #anmak #tubayavuz #şerifaktaş
Türk edebiyatımızın hazineleri hakkında bilgi edinip o hazinelerden belli başlı örneklerle zihnimize, hayal dünyamıza bu güzel hazineleri kazandırabileceğiniz güzel bir çalışmadır. Okuduğum bölüm için yararlandığım bir kaynaktı. Yalnızca edebiyat bölümü ile sınırlı kalmamalı ve herkes tarafından okunması gereken kitaplardan biridir.
"Gerçeğin ve gerçekliğin farklı tarzlarda ele alınması,farklı metinlerin ortaya çıkmasına sebep olur.
Sanat,insanın doğayla ve insanla ilişkilerinin insana özgü özelliklerinden hareketle,dönüştürülüp değiştirilerek yorumlanması ve anlatılmasıdır."
Yine nefis bir Şerif Aktaş kitabı okudum.
Okuduğumun anlatma esasına bağlı mı yoksa kurmaca metin mi oldugunu anlamak,okuduğum eserin mutfağına da bakmak istiyoruz diyenler için biçilmiş kaftan olacak bir eser.
Böyle değerli kitapları keşke okuma atölyelerinde ve kültür sanat sitelerinden paylaşılan kitaplar arasında daha sık görsek ne güzel olur.
Bir çok yazar kitap önerirken karmaşık edebi tarih bilgileriyle dolu önerilerde bulunmak yerine keşke böyle yalın ve net ifadeler kullanan kitaplar önerse,yazmaya başlayanlar ya da etkin okuma yapmak isteyenler için daha isabetli bir başlangiç olur bence.
Kitap için 2 bölümden oluşuyor diyebiliriz.
Birinci bölüm, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun hayatının ailesi, eğitimi, katıldığı cemiyetler, etkilendiği akımlar ve yazarlar, Cumhuriyetin kuruluşu aşamasındaki ve sonrasındaki görevleri gibi başlıklar altında oluşturulmuş. Tasvir etmek gerekirse, edebiyat dergisinde yayımlanan ve yazarın hayatını anlatan yazı dizisi tadında diyebilirim.
İkinci bölüm ise ( benim daha hoşnut olduğum bölüm ) yazarın eserlerinden bazı kesimler alınarak oluşturulmuş ve sahaf yada kitap mağazalarında gezerken, kitaplardan ikişer üçer sayfa okuyup incelemek gibi bir tat bırakıyor okuyucuda.
Not olarak; okumayı düşünenlerin, basım tarihine dikkat etmesini öneririm zira Osmalıca ve görece eski kelimelerin çok olduğu bir baskıdan okumak gerçekten yoruyor.