1983 yılında taşın ve inancın şehri Mardin’de doğdu. İstanbul’da yaşamalarına rağmen neden Mardin’de doğduğu da aslında ayrı bir hikâye konusudur. Özetle: Rahmetli anneannesi çağırmış ve bu yüzden orada doğmuştur. Daha sonra İstanbul Güngören’de 35 yıl aynı sokakta ikamet ederek mahalle kültürünü korumaya kendini adamış yeminli, yeni dönem site kültürü düşmanıdır. Zorunlu eğitimin hepsini tamamladıktan sonra üçüncü denemesinde İstanbul Üniversitesi Tarih bölümünü derece yapmayarak kazanmıştır. 11 yıldır medyada çorbasını kaynatmaktadır. En çok sevdiği çorba da mercimek çorbasıdır
Serkan Üstüner, Hükmen Mağluplar adlı kitabının ardından ikinci kitabı Fazilet’in Tımarhanesinde Sekizinci Senfoni’yi biz okurları ile buluşturmuş.
Bir okur olarak romanların, şiirlerin ve hikâyelerin farklı isimlerine pek bir hayranım. Serkan Üstüner’in hikâye kitabına verdiği bu isim içinde aynı şeyi dile getirebilirim. Bir espriden öte mutlaka
‘‘Boşuna heveslenememekte fayda var, insanların aslında birbirlerine söyleyecekleri hiçbir şey yoktur, karşılıklı olarak yalnızca kendi acılarını anlatırlar, bu böyledir. Herkesin derdi kendine, dünyanın ki de hepimize.’’
İstanbul Üniversitesi Tarih bölümünden mezun olmasının ardından medya kuruluşlarında görev almaya başlayan Serkan Üstüner,
Hikayecilikten romana geçen yazar biraz uzun bir hikayeyi romana devşirmiş. Aslında iki hikayeyi ustalıkla birbiri ardına yapıştırmış. Yazar tarihçi olduğundan bir döneme dair derin sırlar verecekmiş gibi durmuş ama belkide okuyucu başkalarına söyler diye vazgeçmiş:-) Yazarın sıklıkla kullandığı zincirleme tasvirler metni renklendirse de tempoyu yavaşlatmış. Yolculukta okunabilir.