2005 Yılında Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldu. Aynı yıl Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Psikolojisi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansa başladı. 2006 yılında bu anabilim dalına araştırma görevlisi olarak atandı. 2008 yılında Dine Psikolojik Yaklaşımda Değişimin Dinamikleri başlıklı teziyle yüksek lisansını tamamlayarak doktora programından kabul aldı. 2013 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı’na araştırma görevlisi olarak atanan araştırmacı, doktora tezine dayalı olarak geliştirdiği TÜBİTAK projesi ile Amerika Birleşik Devletleri Tennessee Üniversitesi’nde misafir öğretim elemanı olarak bulundu. Maneviyat Algısı ve Diğerkâmlıkla İlişkisi (Kan Bağışı Örneğinde Türkiye ve Amerika Karşılaştırmalı Nitel Bir Araştırma) başlıklı teziyle doktor unvanı alan Düzgüner, halen Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Doktor Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır.
Dinî vaaz ve irşat faaliyetleri ile manevi danışmanlık ve rehberlik arasındaki en belirgin fark, ilkinin "konuşma", ikincisinin ise "dinleme" üzerine kurulu olmasıdır.
DİB çatısı altında gençlerle iletişim halinde olan meslektaşlarıma (dib protokollerine uygun yazıldığı için, prosedür bilgileri de mevcut) önereceğim bir kitap.
Bu kitabı okumaya başlamamda ki amaç tasavvufu merak ediyor olmamdı. Okurken bir mucizeyle karşılaştım. Psikolojiden de çokça bahsetmesi ve psikolojide ki bazı kavramları anlayamamam gibi durumların çoğunu anlamaya ve ilişki kurmaya başladım.Sorularıma cevap niteliğinde bir kitap oldu. Önce psikolojiden sonra tasavvuftan bahsederek, benzer ve farklı yönlerini çok güzel yazıya aktarmışlar.
"Sufi yolu sadece içsel arinmayla sınırlı değildir. İçsel yolculuk, arınma ve kemale erip olgunlaşma süreci ancak bu süreçte ulaşılan seviyeyi başkalarına yansitmakla, hayata taşımakla, başkalarının derdiyle dertlenmekle, başkalarına ve topluma güzel örnek olmakla, bir anlamda başkalarının da manevi gelişim ve olgunlaşması sürecine yardım etmekle tamamlanır" ..
Fazla egonun sonu narsizm gibi çeşitli rahatsızlıkları tetikler... Herkesin evvela kendi içine yönelip nefsini tezkiye ettikten sonra o nazarla aleme bakmasını tavsiye eden tasavvuf yolunun bu psikolojinin mihenk taşı sayılabilecek kitaplardan...