Yüzümde oluşan samimi gülüşle. "Abi" dedim .
"Beni herkesten iyi tanıyorsun o adamın canını almadan, aradığımı bulmadan o ülkeye dönmeyeceğim.
Dönersem de bir başka canı almak içindir. Şimdi kimseye zarar vermek istemiyorum. Çekil."
"Çoğu çalışanım gibi olmadığını, odamın olduğu koridordan sana bir oda verdiğimde anlamalıydın.
Başımı sallarken kadehi alıp geriye yaslandım.
"Büyük cesaret doğrusu."
Ne demek istediğimi sandı bilmiyordum ama, "Sana güvenmemem gerektiğini mi söylüyorsun?" demişti. Bakışlarının
hem nasıl ilgili hem de nasıl rahatsız edici olduğunu anlayamıyordum.
"Hayır," derken bacak bacak üstüne atarak daha rahat bir şekilde oturdum.
"Sadece sizin demenizle daha yeni mezun olmuş ve yabancı birini yönetici katında çok güzel bir pozisyona koymanız,
büyük cesaret göstergesi demek istiyorum.