Otuzlu yaşlarında, güzel, eğitimli bir kadın Eda. Türkiye, Hollanda ve Amerika' ya savrulan yaşamı boyunca parçalanmış ailesinden ona kalanları topluyor. Duygusal boşluklarını doldurmaya çabalarken okur, Eda'nın dilinden aile kavramını, çocukluk travmalarının insan yaşamına etkisini, tutkulu aşklarını, hezeyanları, hasta bir zihnin kıvrımlarından geçerek öğreniyor.
Okurken bir şeyler anladığımı sanıp hiçbir şey anlamadığım bir eser ne yazık ki Yazarın ilk kitabı ve biraz kendine has karışık bir anlatıma sahip. Tam ne oluyor derken başka bir konu, başka bir olay hoop ve kitabın sonu, kafam allak bullak oldu
Olayları tarih/ mekan vererek anlatmış ama bana göre geçişler çok hızlıydı bu yüzden arafta kaldım ve okurken kitaba kendimi veremedim Kitabın konusu çok güzel fakat anlatımda eksik bir şeyler var. O yüzden beklediğim etkiyi alamadım kitaptan
Kısa ve ince bir kitap, bu tarz kitapları sevenler için tavsiye ediyorum
Otuzlu yaşlarda eğitimli bir kadın olan Eda üç ülke arasında parçalanmış hayatından kırıntıları toplamaya çalışıyor. Çocukluk travmaları, tutkulu aşklarını, aile kavramını bir de Eda'nın kaleminden okuyoruz.
Kurtlu Kuyu, kurtulmaya çalışırken karanlığa çeken, rahatsız eden, sarsıcı bir roman. Finale doğru giderken, o huzursuz soruya da dikkat çekiyor. Aslında ne yaşıyoruz?
Kurtlu Kuyu, kısa ve öz yazılmış bir kitap. İlk sayfadan itibaren sizi içine alıyor. Eda'nın hayatında size dokunan bir şeyler mutlaka çıkıyor. Bölümlerin hızlı geçişleri hariç severek okuduğum bir kitaptı.
Eda,çocukluk travmalarıyla dolu,Amerika,Türkiye,Hollanda arasında savrulmuş yaşama sahip. Duygusal boşluklarını doldurmaya çabalarken onu daha da dibine çeken bir kuyu. Eda’nın dilinden aile,aşk,parçalanmak,hasta bir zihnin düşündüklerini detaylarıyla Eda gibi savrula savrula okuyoruz.
Beni en çok etkileyen ama hiç şaşırtmayan