Kur'ân'ın Allah'ın sözü olduğuna kanıt hem kendisidir hem de önceki toplumların kendi içlerindeki kutsal saydıkları metinlerde yer alanlardır. Ne yazık ki kişioğlu her alanda olduğu gibi kutsal olanı da bozmadan duramamış. Uslanmadıkça da ilahi yaptırımlar apaçık meydana gelmiş. Tâ ki son elçi Hz. Muhammed'e dek. İşte bu güzel yapıt, arkeolog olan @seyithanaydemir e ait ve içerisinde anlatılanlar, ilk insandan bu yana olan olayların nasıl geliştiğine de ışık tutuyor.
.
Örneğin Kur'an'dan yüzlerce yıl önce gelmiş Tevrat'ta yer almayan ama yaşanmış olan olayların Kur'an'da yer alması, onun kişi sözü olmadığının kanıtı niteliğinde. Eğer ki esinlenilmiş olsa idi Tevrat'ta da yer alırdı. Sümerler, Akadlar gibi yazılı geçmişe iye toplumların metinleri çözümlenince araştırmayı yapan yabancılar da şaşırmış. Buna rağmen Kur'an ı incelememek için de diretmiş.
.
Öte yandan ilk insan Hz. Âdem'den bu yana hep kutsal iletiler olmuş. Dolayısıyla bunların yüzlerce binlerce yıl sonrasına gelirken değişmesi olası çünkü yazılı bir kanıt yok ortada. Yazıya geçilince de işin rengi değişmiş. Sümerler'e de Akadlar'a da ve öncekilere de hep elçi gelmiş ve temel kuralları hep aktarmışlar. Güzel bir çalışma örneği olmuş. Kendisini kutluyorum. Kur'an'ın büyük patlamadan bugüne ve geleceğe yönelik her türlü uyarıda bulunduğu bir gerçek. Bu da onu Allah'ın sözü yapıyor doğal olarak.
