Bu dertler söylenebilecek, açıklanabilecek, tasvir ya da tasavvur edilebilecek dertler değildir. Dert çok derin olduğunda yaraya benzetilir, yara yakıcı olduğundaysa ateşe. Hangi ateşin harareti Ali’nin yirmibeş yıl “gözde diken, boğazda kemik “ sessizliğinde çektiği gönül yangınına denk olabilir?