Shelley Emling Amerikalı bir gazetecidir. Missouri'de doğdu. Daha sonra Dallas, Texas'ta büyüdü. Texas Üniversitesi'ne gitti ve gazetecilik kariyerine UPI'de başladı.
Title:
Amerikalı Gazeteci ve Yazar
Birth:
Missouri, Amerika Birleşik Devletleri, 5 November 1962
1832 Ocağında Anna Maria'nın günlüğü, Mary'nin kendisine derin, karanlık bir sırrını açtığının ipucunu verir. Anna Maria'ya göre Mary, neredeyse sekiz yıldır duygusal illetten çektiğini söylemiş; bu süre, De la Beche'in eşi Letitia'dan resmen ayrılmasıyla örtüşüyor. Her ne kadar De la Beche daima Mary'nin çok yakın dostu olsa da, toplumsal konumlarının farklılığına rağmen birçok ortak noktaları bulunsa da, karısının aşk ilişkisinden ve boşanmalarından sonra bile Mary'e romantik bir ilgi beslediğine dair hiç emare yok.
İlgimi çeken şey, Mary'nin bulmuş olduğu fosillerden çok, erkeklerin böylesine egemen olduğu bu alanda alt sınıflara mensup bu kadının silinmez bir iz bırakmış olmasıydı. 1823'te, plesiosaurus keşfinin ardından, belki de o zamanın en nüfuzlu bilim şahsiyeti olan GEORGES CUVİER'E başarıyla meydan okuması beni epey şaşırttı. Fakat en kayda değer husus, neredeyse hiçbir tanıdığımın, Mary Anning adını işitmemiş olmasıydı; Britanyalı arkadaslarım bile adını duymamıştı. Üstelik bu kadın, Londra Doğa Tarihi Müzesinin kendi internet sitesinde "bilinen en büyük fosil avcısı" olarak atıfta bulunduğu kişiydi.
Sabırsız Joseph, sahili kendi başına kazmaya karar verdi. Düşüp yarılmış kayaların arasında, karanlık bir nesne parıldıyordu. İşi bilmeyen bir göz bunu zor farkederdi. Tuhaf bir görüntüsü vardı, Black Ven'in hemen altında, denizin çekildiği kıyıda güç bela göze çarpıyordu. Tedbirli hareket eden Joseph, nesnenin etrafını saran yumuşak şist öbeğinden mümkün mertebe nesneyi çıkardı. Sonuçta ortaya bir nevi yaratığın devasa kafası çıktı, belkide dev bir kertenkelenin kafatasıydı. 1,2 metre uzunluğundaki kafatasında, devasa göz yuvarları ve en az iki yüz dişin sığacağı kadar boşluk vardı.
...Joseph, Mary'den, eğer içinden geliyorsa iskeletin geri kalani aramasını istedi. Mary'e bir kez daha sormasına gerek kalmayacaktı.
...Mary kazıp çıkarma işine hevesle sarıldı. Çekiciyle kaya parçalarını ufalayıp kıran Mary, eni 7,6 santime varan bazı iri omurlar buldu. Kazmasıyla ufak ufak çalışmayı sürdürdükçe, kireçtaşına gizlenmiş birtakım göğüs kafesi kemiklerini gün yüzüne çıkarabildi.
...iskeletin hatları kendini belli edecek kadar sadeydi; uzun kuyruklu irice bir balığa benzemiyor değildi.
1829'da Gideon Mantell, günümüzde hâlâ konuşulan, çığır açıcı bir makale yayımladı: "Sürüngenler Çağı." Bu makale, memelilerin egemen olduğu çağdan önce sürüngenlerin çağının geldiğine dair ayrıntılı kanıtlar sunmaya koyulan ilk çalışmaydı...
...Mantell, makalesinin, geniş kesimlere yayılan bir ilgi doğuracağını, böylece mali destek bulabileceğini umuyordu. Beklediği gibi olmadı. Kutsal Kitap'ı kelimesi kelimesine kabul edenlerin, Mantell'in kuramını şaşkınlıkla ve alayla karşılaması, hiçbir para getirisinin olmayışı, Mantell'de hayal kırıklığı yarattı. Kuvvetle muhtemel, değerlendirmeleri zamanına göre gereğinden fazla köktenci ve kâbusvariydi.
19.yy başlarında kadınlara doğuştan belirlenen kadere rağmen Mary Anning hiç pes etmeden hakkını almadığı halde sevdiği iş için hayatını adamış paleontolojiye çok büyük katkılar sağlamış. Jeologların Heleni denen bu güçlü kadının hayatını ve yaşadığı dönemi anlatan etkileyici bir kitap.
Fosil AvcısıShelley Emling · Alfa Yayınları · 202034 okunma