9 yaşından beri gönül verdiği yazarlığını artık hobi alanından, mesleğe dönüştürmenin gururunu yaşıyor. Yazar, kendini hayatın içerisine adapte etmeye çalıştığı her an karşısına çıkan yazarlık artık gerçekten hayatı olmaya aday olduğunu düşünüyor.
Güçlü görünmeye çabanı anlayışla karşılayabilirim çünkü hiç yıkılma fırsatın olmadı. Yıkılacaksan da kimse görsün istemiyorsun çünkü bunca zaman ayakta durmak için çok çaba harcadın. Çaba, hayatın oldu. Güç, gösteri oldu.
Sana kendilerine davrandıkları gibi davrandılar. Bu yüzden kendini değersiz hissediyorsun. Sen de onlara kendine davrandığın gibi davrandın. Bu yüzden kendilerini değerli hissediyorlar.
Bu kitap hayata karşı bakış açınızı mutlaka değiştirecek ve size farklı bir soluk getirecek,bunda eminim.
Kendinizi bulmanıza yardımcı olacak.O kadar çok alıntı yapmama rağmen neredeyse kitaptaki tüm cümlelerin altını cizecektim.
Değişim,dönüşüm,kabulleniş ve kendinizi bulmanıza yardımcı olması dileğiyle.
Kitap açıkçası beklentimin altında kaldı diyebilirim. Ben kitabın içeriğindeki konularla alakalı daha derinlemesine bilgilendirmeler beklerken, konular ve içerik beklediğimden çok daha yüzeysel kaldı. Örnek vermek gerekirse, kitabın içerisinde çakralarla ilgili bir bölüm vardı. Ancak yazar sadece ana çakraların tanımını yapıp, tabiri caizse konuyu geçiştirmiş. Daha önce spiritüel konularla alakalı çeşitli kitaplar okumuş biri olarak, bilmediğim bir şey yoktu diyebilirim kitabın içinde. Bilgilendirici yada farkındalığımı arttırabilecek yeni bir şey öğrenemedim ne yazık ki. Bu kitap yerine Rhonda Byrne'nın kitaplarını okursanız çekim yasası hakkında daha elle tutulur bilgiler edinebilirsiniz.
Dünya üzerinde yaşanmış tüm çağlarda öğrenilen bilgiler diğerine ışık tutsun, diye yazı ve çizim yoluyla geleceğe aktarıldı. Bu demek oluyor ki, yazı ile aktarılan öğretiler her çağın insanının kalbine yerleşen yegane bilgi.
Yaşadığımız bilgi toplumunun da en büyük aracı, farkında olmasak da sosyal medya üzerinden yazdıklarımız. İşte, iletim yolunun tamamen değiştiği bu yeni dünyayı titiz metaforlarla anlatan hikayemiz, Sinan Dizman’ın kaleminde can buluyor.
“Yazamamak, yaşamamaktır.”
Kova Çağı’na atıfta bulunan “Kader” eseri, içeriğinde insanlığın doğuşu ve savaşlarını ele alan kişiler ve olaylar barındırıyor. Bu olaylar ve kişiler her ne kadar hayali temsil edilse de, her biri tarihin kaydettiklerine göre akışa yerleştirilmiş. Bu nedenle kitabı okurken kendinizi bilmediğiniz bir dünyanın ortasında gibi hissediyorsunuz. Ancak aslında tam da yaşadığınız andasınız ve bulunduğunuz ana geliş yolculuğunuz satırların arasına sıkıştırılmış durumda.
Bu bir nevi geçmiş yaşamların, bizlerin ruhunda var olması, gibi tanımlanabilir. Kendinizi kitabın akışına bıraktığınızda ruhunuzun bilgiyle donatıldığını ve iyileştirildiğini gözlemleyeceksiniz.