Büyük bir çoğunluk sessiz bir çaresizlik içerisinde içlerine kapanmışlar. Sevmedikleri insanlarla beraber, sevmedikleri işleri yapıyorlar. Sevmedikleri bir hayatı yaşıyor, arzulamadıkları bir hayatın çarkının içinde bir şekilde dönüp gidiyorlar.
Etrafımıza baktığımızda nice insanların çok güzel evlerde oturduğunu, çok güzel arabalara bindiklerini, çok güzel imkânlara sahip olduklarını ama buna rağmen mutsuz olduklarını görüyoruz.
Hz. Ali "Gönül darlığı, geçim sıkıntısından daha şiddetlidir." diyor. Kanaat sahibi olmayınca gönül darlığı, haset başlıyor. Bu duyguların hepsi birbirini tetikliyor. Onda var, bende niye yok demeye başlıyor. Hep bir başkasının sahip olduğuna çeviriyor gözler. Oysa azla mutlu olmayan bir insanın çokla mutlu olma şansı yoktur. Bu bir sonsuzluktur.
Bolluk içinde darlık çekmemek için; "şükürler olsun." demeyi bilmeliyiz.