Hakkında
Yazar. 16 Nisan 1940, Kırklareli doğumlu. Tam adı Sıtkı Mehmet Erinç. İlk ve ortaokulu Ankara’da bitirdi. İstanbul Kabataş Lisesi (1956), Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (1963) mezunu. Yüksek lisans (1974) ve doktora (1982) çalışmalarını Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde tamamladı. Aynı üniversitede yardımcı doçent (1985) oldu ve Güzel Sanatlar Fakültesi Anasanat Dalı Başkanı (1985) görevini üstlendi. 1988’de doçent oldu ve 1993’te Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesine öğretim üyesi olarak geçti, 1994’te profesörlüğe yükseldi. Meslek yaşamı boyunca lisans ve lisans üstü olmak üzere estetik, kültür tarihi, sanat felsefesi, çağdaş sanatlar ve yorumu gibi dersler verdi. 2002 yılında emekli oldu. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesinde sözleşmeli öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürdü.
Estetik, kültür ve sanat konularında yazdığı deneme, makale ve eleştirileri 1986’dan itibaren Artist, Milliyet Sanat, Hürriyet Gösteri, Anadolu Sanat, Sanat Çevresi, Frankofoni, Dekorasyon, Cogito, Eğitim, Türkiye’de Sanat, Tobav, Journal of Turkish Studies dergilerinde ve Bilge Karasu İçin (1996) ve Bilge Karasu Aramızda (1997) kitaplarında ve Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı. Kültür ve sanat konularında konferanslar verdi, bilimsel toplantılarda bildiriler sundu. 1997 yılı Premio İnternazionale “Foyer Des Artstes” Roma Ödülü aldı. Türkiye Felsefe Kurumu, Ankara Sanat Kurumu, Türkiye Çağdaş Plastik Sanatlar Derneği üyesidir.
Tam adı:
Sıtkı Mehmet Erinç
Unvan:
Yazar
Doğum:
Kırklareli, 16 Nisan 1940
Okurlar
2 okur beğendi.
67 okur okudu.
1 okur okuyor.
19 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Sözler ve Alıntılar
Adorno' ya göre, '' Bir sanat eserinin nesnelliği onun öznelliğinden gelir''. Bir eser, ne denli özgün ise o denli çağdaş ve çağcıl sanat kuramlarına uygun düşer. Hepimizin bildiği sanatın özgün, tek ve yeni olması ilkesi, ancak bu kadar öz bir şekilde tanımlanabilir.
Önyargıymış gibi çalışan güzellik anlayışı, klişe, bir başka deyişle, basmakalıp bir güzellik anlayışıdır.
Adler, yaratıcı benliği, yorumlama yeteneği olan ve insana anlamlı bir yaşam sağlamayı amaçlayan bir sistem olarak tanımlar.
İlginin türü ve şiddeti diğer yeteneklerimizle birleşerek bizleri yönlendirir, gelecek adına kararlar vermeye zorlar.
Kendilerini tanıyan ve bu yolla da ilgilerini saptayan kişiler yaşamlarını şansa bırakmayıp kendileri düzenleyebilirler. Yani geleceklerini bu ilgileri üzerine odaklayabilirler.
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
