Sofi Huri

Sofi HuriRabiat-Ül Adeviye author
Author
0.0/10
0 People
7
Reads
0
Likes
278
Views

Sofi Huri Posts

You can find Sofi Huri books, Sofi Huri quotes and quotes, Sofi Huri authors, Sofi Huri reviews and reviews on 1000Kitap.
Bir gün Râbia hasta iken, Hasan Basri, Mâlik ed-Dinar ve Şakik-i Belhi onu ziyarete gittiler. Hasan Basri söze başlıyarak, 'Rabbinin sillesine metanetle sabretmeyen kişi dâvasında sâdık değildir,' dedi. Râbia hemen atıldı, 'Bu sözlerden benlik kokusu geliyor,' dedi. Şakik-i Belhî söz alarak, 'Rabbinin sillesi için şükretmiyen davasında sâdık değildir,' dedi. Râbia yine, 'Bize ondan daha iyi bir şey lâzım,' dedi. Üçü birden, 'Şu halde sen söyle,' dediler. Bunun üzerine, Râbia dedi ki, 'Allahı düşünerek, o düşünce içinde Rabbinin sillesini unutmıyan, dâvasında sâdık değildir,' dedi.>>
Elmenâvi "Kevakib-el Dürriyet" adlı eserinde diyor ki: "Râbia bir gün ve gecede bin rik'at namaz kılardı; kendisine, bundan maksadın nedir ve ne umuyorsun? diye soruyorlar. Râbia, 'Ben bunu hiç bir sevab ümidiyle yapmıyorum. Sadece kıyamet gününde Resulullah bundan memnun olsun, ve sair peygamberlere, 'Bakınız, bu benim ümmetimden bir kadının amelidir' desin diye yapıyorum,' cevabını veriyor."
Reklam
Rabia'ya, «Cennet hakkında ne düşünüyorsun?» diye sordular. O ise, "Önce komşu sonra ev" meseliyle cevap verdi. Yani, cenneti düşünmeden evvel Allahı düşünmekte olduğunu anlatmak istiyordu. El-Gazali buna şu sözleri ilâve ediyor: "Dünyada Allahı bilmiyen ahrette de Onu göremez. Dünyada mârifetin tadını tatmıyan, ahrette cemali görme lezzetini alamaz; çünkü kişiye, bu dünyada malik olmadığı şey yeniden verilmez, ve kişi ancak ektiğini biçebilir."
Parlak, tatlı bir ilkbahar günü, arkadaşı Abde, Râbia'ya, dışarıya çıkıp Allahın kudretinin eserlerini seyretmesini rica etti. Râbia ise, "Bilâkis sen içeriye gir de Allahın kudretini kendi nefsinde mütalâa et," diye cevap verdi ve ilâve etti: "Benim en mühim işim Allahın kudretini teemmül edip, düşünmektir."
Hz. Peygamberin, "Allahım, Senden kazadan sonra rızayı dilerim," duası bize kadar gelmiş, ve şu sözleri de bize ulaşmıştır, "Allahın gazabını dâvet edecek bir şeyle kimseyi memnun etmeğe kalkma, ve Allahtan gelen nimet için kimseyi medhetme; sana ihsan etmediği şeyden dolayı kimseyi zemmetme, çünkü rızk Allahtandır. Bunu sana, ne senin hırsın, ne de haris kimse, veremiyeceği gibi, kötülüğünü istiyen hiç kimse, o rızka mâni olamıyacaktır; işte, Cenabı Hak, adalet ve hakkaniyetile sevinç ve rahatı rıza ve yakînde, keder ve üzüntüyü ise şüphe ve hoşnutsuzlukta kıldı."
El-Kuşeyri diyor ki, «Sâlih el-Mari her zaman, her kim kapıyı ısrarla çalmakta devam ederse, kapı muhakkak ona açılır," derdi. Râbia ona, "Bu sözü ne zamana kadar söyliyeceksin? Bu kapı ne zaman kapandı ki açılsın?"dedi. Salih, "İhtiyar cehalet içinde, kadın ise ârif olmuş!" cevabını verdi.
Reklam
Birisi Râbia'ya, "Ben çok günah işledim, isyanda bulundum, tövbe edersem, Allah tövbemi kabul eder mi?" diye soruyor. Râbia, "Hayır, O, tövbeye seni lâyık görürse, seni tövbeye sevkeder ve sen tövbe edersin," cevabını veriyor.
Bütün makamlar tövbe üzerine kurulmuştur ve muazzam tasavvuf kal'esi burada yükselir. Tövbe, sâliklerin ilk menzilidir, ve tâliblerin makamlarından ilk makamdır. Tövbenin de çeşitleri vardır. Avamın tövbesi, günahlardandır; ermişlerin (vâsılîn) tövbesi düşüncelerden, âriflerin tövbesi alâmetlerden (sevânih), muhiblerin tövbesi ise Mâşuka hakkiyle hizmetten âciz olmaktan dolayıdır.
Râbia derdi ki: "Sen sayılı günlerden ibaretsin. Bir günün geçmesiyle derhal senden bir kısım gitmiş olur. Bir kısım giderse, bütün de gider. Sen bilirsin, nasıl istersen öyle hareket et."
Amel, muradı yalancı çıkarmamalıdır
Süfyan-el Sevri bir gün arkadaşlarına, "Kalkınız şu bizim Kur'an hocasına gidelim. Ondan uzakta olunca, ruhumu dinlendirecek kimse bulamıyorum," dedi. Süfyan, Rabia'nın yanına gelince, elini kaldırarak : "Allahım, Senden selâmet dilerim!" dedi. Râbia ağlamağa başladı. Süfyan ona, "Niçin ağlıyorsun?" diye sordu. Râbia, "Beni sen ağlattın," dedi. "Seni ben nasıl ağlattım?" "Selâmetin, her şeyi terketmekte olduğunu bilmez misin? Nasıl olup ta sen böyle içinde yüzmektesin?" Râbia bir ders daha öğretiyor. Amel, muradı yalancı çıkarmamalıdır. Bir şeyi murad eden veya bir maksat için dua eden kişi, önce tam edeb sâhibi olmağa çalışmalıdır. Edebin ilk şartı ise hulûs ve doğruluktur.
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.