Speros Vryonis Jr., Amerikan kökenli Yunan tarihçisi ve Bizans, Balkan ve Yunan tarihinde uzmandı. Asya'daki Orta Çağ Helenizminin Düşüşü ve Felaket Mekanizması gibi Bizans ve Yunan-Türk ilişkileri üzerine bir dizi çalışmanın yazarıdır.
Efendi Selahaddin, dedi Rûmi. "Bu inşaat için Rum işçiler tutmalısın. Türk işçiler yıkım işi için tutulmalıdır. Dünyanın inşaası Rumlara özeldir ve aynı dünyanın imhası ise Türklere ayrılmıştır."
Müslüman orucu sırasında yemeklerini Nysa şehri içinde yemekle Müslüman din duyarlılığını öfkelendirerek vali ve kadı önüne getirildiler...Kadı tarafından ölümlerine hükmedildi. Canlı olarak yakılacakları yere yürürlerken bir linç saldırısına uğradıkları noktada, tedhiş edilen tüccarlardan ikisi canlarını kurtarmak için İslam'a geçti.Niketas sonuna dek sebat edip Hristiyanlığını ilan ederek İslam'ı reddetti. Ayaklarından asılıp yanan korların üstünde kavruldu."
Anadolu, Roma egemenliğinde bir uç ve hammadde kaynağı önemindeki bir çevre vilayeti iken Selçuklu ve Osmanlılar içinse yönetici ve asker sağladıkları bir imparatorluğun yüreği idi.
Türkler, kendi gelenekleriyle çeliştiği için Sünnî İslam'ın titiz kurallarından hoşlanmadılar. Bu nedenle, çoğu göçebe halklar gibi güçlü biçimde sufizm yönüne eğildiler ve kutsal adamlar, keşişler ve dervişleri yeğlediler.
Bizanslı (Romalı) Hristiyanların bazı adetlerini ve kullanımlarını Türkler Anadolu ve Balkanlarda benimsediler. Türklerin kuramsal olarak benimsedikleri veya taklit ettikleri Bizans pratikleri bu nedenle üç katmanlı bir yol izler: Hristiyan tebaalardan alarak doğrudan benimsediler; Arapların Suriye ve Mısır'ı fethettiklerinde benimsedikleri daha eski İslami pratikleri benimsediler; Balkanları ve Anadolu'yu yönetirken benzer sorunlarla karşılaştılar ve bu nedenle buldukları çözümler de Bizanslıların çözümlerine benzer oldu. Bu nedenle de benzer kurumlar ortaya çıktı.
Kocaeli Kitap Fuarında çalışmalarını uzaktan takip ettiğim Hayri Ataş ile tanışma şansı buldum. Kendisi İstanbul'da bir lisede öğretmen. Aynı zamanda Post Yayınevi'nin sahibi olan Hayri Hoca'ya tavsiye edeceği bir kitap sorduğumda bana bu eseri önerdi. Batılı tarihçilerin Anadolu'yu yeniden şekillendiren Türk göçlerini ele aldığı bu bilimsel makaleleri ilgiyle okudum. Ayrıca bu alanda pek çalışma olmadığı için değerli buluyorum.
"Göç" olayının bir ülkeyi, uygarlığı nasıl kasıp kavurduğunu ve ortadan kaldırdığını bir kez daha gördüm ve memleketin benzer bir tehditle karşı karşıya olduğunu hissedip kahroldum...