1872'de Kalküta'da doğar. Babası Krishnadhan Ghose doktordur, tıp eğitimini İngiltere'de tamamlayan babası tamamen batılı görüş açısına sahiptir. 5 yaşında Darjeling'de devlet yönetiminde görevli İngiliz ailelerin çocuklarıyla birlikte eğitimine başlar. 2 yıl sonra babası tarafından ağabeyi ile birlikte İngiltere'ye götürülür. Babası oğullarını Manchester'de rahip Drewett'e teslim eder. Yaşları ilerlediğinde, eğer isterlerse, din seçimini kendileri yapabilmeri için hiçbir din eğitimi verilmemesini söyler. Ve 13 yıl boyunca yalnız bırakır.
Aurobindo 12 yaşında Londra'da St.Paul okulununa girer. O esnada hem Latinceyi hem de Fransızcayı çok iyi bilmektedir. Daha sonra Dante ve Goethe'yi özgün dilinde okuyabilecek kadar Almaca ve İtalyanca öğrenir. 1890'da Cambridge'deki King's College'den burs kazanır. Katıldığı Yunanca ve Latince şiir yarışmalarında ödüller kazanır. Aynı yıllarda artık Hindistan'ın bağımsızlığını düşünmeye başlar. Cambridge'de Hint öğrenciler derneği İndian Majlis'in sekreteri olur, devrimci söylevler vermeye başlar.
1893'te İngiltere'den ayrılır, Hindistan'a döner. Vatanının kültürünü öğrenir. Hem batıyı hem de doğuyu sindirmiştir artık. 4 yıl sonra Baroda College'de Fransızca ve İngilizce öğretmeye başlar. Ve Hindistan'ın özgürlük ideali için çalışmaya devam eder. Maharatra ve Bengal'de gizli örgütlerle temasa geçer. Mrinalini Devi ile evlenir. Yaşadığı bir deneyim sebebi ile yogaya başlar. Amacı ruhsal bir kurtuluş değil, etkin olabilmektir. Bunu şu sözleri ile ifade eder;”Yoga emeğin mükemmeliğidir.”
1906]'da Kalküta'ya yerleşir, Bande Mataram adlı gazeteyi yayınlamaya başlar. İngiliz hükümeti tarafından isyana teşvik eden yazıları nedeniyle tutuklanır. Daha sonra serbest bırakılır, yazılarında ırkçı veya hükümeti suçlayıcı bir unsur bulunamaz, tek anlattığı özgürlüktür.
Baroda"da yogi Lele ile tanışır ve nirvana yı deneyimler. Birkaç ay sonra Alipore bombalanması davasında tutuklanır. 1 yıl hapis cezasına çarptırılır. Artık Hindistan'da yeterli bağımsızlık fikrinin aşılandığını düşünür, bundan sonra eylemci sıfatı yerini spritüel sıfatına bırakır. 1910’da Pondicherry’e ulaşır ve burada 4 yıl sonra Anne olarak anılan Mısırlı bir anne ve Edirneli babanın kızı olan Mira Alfassa ile tanışır.Aynı yıl İngilizce aylık felsefi dergi Arya'yı çıkartmaya başladı. Anne Japonya'dan döndükten sonra Aurobindo'nun ruhsal yolculuğuna eşlik etti. 1926'da Aurobindo inzivaya çekilir.
75. doğum gününde Hindistan'ın bağımsızlığına tanık olur. 5 Aralık 1950'de öldü. Onun bıraktığı yerden integral yola Anne devam etti.
Şimdi yapamadıklarım, daha sonra yapacaklarımın bir işareti ve bir belirtisinden başka bir şey değildir. İmkansızlık duygusu bütün olabilirliklerin başlangıcıdır.
Şu dünyada tüketmediğimiz yeni olan ne kaldı ki? Aşkı; nefret ve kendi gururumuzu doyurmak adına tükettik. Bilgiyi; yanlışları benimseme, ön yargıları kabullenme ve algılama adına tükettik. Mutluluğu; zevk alma, acı ve herkesin gittiği yoldan gitme alışkanlığı adına tükettik. Gücü; zayıflık, çaba ve yenilgiye uğramış zaferler yerine kullandık. Yaşamı; doğup büyüme ve ölüm olarak anladık. Birliğe ve bütünlüğe varmayı ise savaş ve işbirliği sandık.
Kitap psikolojik bozuklukların üstesinden gelmek ve pozitif zihinsel sağlığa ulaşmak için integral yoga'nın bazı prensiplerini ve metodlarını anlatılıyor.
İçten YaşamakSri Aurobindo · Meta Basım Yayın · 20125 okunma