Stephen Emmott sözleri ve alıntılarını, Stephen Emmott kitap alıntılarını, Stephen Emmott en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aslına bakılırsa insan kaynaklı faaliyetler şu anda 65 milyon yıl evvel dinozorların yok olmasına neden olan olaylardan bu yana gerçekleşen en büyük canlı soykırımının yaşanmasına neden oluyor.
''Yeni erişim sağlanan mineraller, tarım ve enerji kaynakları yüzünden Rusya'yı, bu yüzyıl içinde çok büyük ekonomik ve politik bir kuvvet haline getirecek.''
Toprak sorunu basittir: Şu an itibarı ile Yerküre'de
varolan tüm tarım arazilerini kullanmaktayız.
2050 senesine gelindiğinde gıda üretimi için
kullanılacak toprağa duyduğumuz talep en az ikiye
katlanacak ve içinde bulunduğumuz yüzyılın sonuna
kadar en azından üç katına çıkacak.
Bunun anlamı da dünyanın geri kalan ormanlarının
-yağmur ormanları- tarıma açılması için her yıl
giderek artan bir baskı altında kalacağıdır. Tarım
faaliyetlerini genişletmek için geriye kalan uygun
alanlar bu ormanlar olacaktır. Tabii eğer Sibirya'nın
buzları biz ormanları tamamen yok etmeden önce
çözülmezse.
2050 senesine kadar nüfus artışına bağlı olarak
artan gıda talebini karşılamak için yaklaşık bir milyar
hektar arazinin tarıma açılması gerekiyor. Bu da
fazladan yıllık üç gros ton 002 salımını beraberinde
getirecek.
Dizüstü bilgisayarınız, uydu navigasyon sisteminiz,
cep telefonunuz, iPad'iniz veya arabanızı çalıştıran
"çiplerden" bir tanesini üretmek için yaklaşık 72.000
litre su harcanıyor. 2012 senesinde bu tür çiplerden
iki milyardan fazla üretildi. Bunun anlamı bir sene
içinde en az 145 trilyon litre suyun yarı iletken çip
üretmek için kullanıldığıdır.
Kısacası su tüketimimiz tıpkı gıda maddelerindeki
gibi tamamen sürdürülemez bir oranda
gerçekleşiyor.
Ortalama küresel sıcaklığın dört-altı derece
artması kesinlikle bir felaket meydana getirecektir.
İklim değişikliğinin, gezegenin tamamen farklı
şartlara geçiş yapmasına yol açabilecek şekilde
hızla kontrolden çıkmasına yol açabilir. Dünya bir
cehennem deliğine dönüşür.
Bu duruma gelene kadar geçen yıllar içinde
daha evvel görülmemiş ekstrem hava şartlarına,
yangınlara, sel felaketlerine, ısı dalgalarına, tarım
mahsullerinin ve ormanların kaybına, su kıtlığına ve
felaket boyutundaki deniz seviyesi yükselmelerine
tanık olacağız.
Dört-altı derecelik küresel ısı artışına tanık
kalmayacak kadar şanslı olsak bile bu yüzyılın
sonunda yeryüzünde Bangladeş diye bir ülke
olmayacak -çünkü su altında kalacak.
Afrika kıtasının büyük kısmı sürekli felaket
alanına dönüşecek. Amazon'un bozkıra veya çöle
dönüşmesi de yüksek bir olasılık. Bütün tarım
sistemi eşi görülmemiş bir tehditle karşı karşıya
gelecek.
Sene 1960'tı ve bir gıda devriminin ortasındaydık.
Sayıca daha fazlaydık. Çok daha fazla. Daha fazla
gıdaya ihtiyaç duymaya başladık. Çok daha yüksek
miktarda gıdaya. Kurulu zirai sistemimizin bize
sağlayabileceğinden çok daha fazlasına ihtiyaç
duyuyorduk.
Sonradan Yeşil Devrim olarak adlandırılan
gelişmeler sayesinde daha fazla gıda üretimi
sağlandı:
Endüstriyel ölçekte kimyasal haşere ilaçlarının ve
kimyasal gübrelerin kullanılması; toprak kullanımının
önceden görülmemiş boyutlarda genişletilmesi; gıda
üretim sisteminin tamamen sanayileşmesi.
Bu gelişmeler, endüstriyel ölçekte "fabrika
balıkçılığı" filolarının ortaya çıkmasından, batarya
kafes sistemi kullanarak tavuk yetiştiriciliği
yapılmasına kadar gıda amaçlı hayvan
yetiştiriciliğinin sanayileşmesini de içeriyordu.