8.8/10
12 People
22
Reads
5
Likes
1,967
Views

Stuart Hall Quotes

You can find Stuart Hall quotes, Stuart Hall book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Yeni zamanların karmaşa ve ikilemlerini anlama çabaları açısından başka bir önemli gereklilik de zihinlerimizi zamanımızın devriminin derin kültürel niteliğine açmaktır. Eğer "post-Fordizm" varsa bu ekonomik değişimin olduğu kadar kültürel değişimin de bir anlatımıdır. Kültür artık üretimin ve şeylerin "katı dünya"sına dekoratif bir ekleme, maddi dünya pastasının üstündeki krema değildir. Artık sözcük, dünya kadar "maddi"dir. "Estetik" tasarım, teknoloji ve stil verme yoluyla modern üretim dünyasına çoktan girmiştir. Pazarlama ve stil yoluyla "imge", modern tüketimin büyük oranda bağlı olduğu bedenin temsil tarzı ve kurgusal anlatılaştırılmasını sağlıyor. Modern kültür, üretim tarzı ve pratiklerinde acımasız bir biçimde maddidir. Metaların ve teknolojilerin maddi dünyası köklü bir biçimde kültüreldir. Bilgisayar teknolojisi, rock-video ve elektronik müzik çağında büyümüş "postmodernizm"i hecelemeyi bile beceremeyen genç insanlar, çoktandır kafalarındaki böyle bir evrende yaşıyorlar.
Sayfa 118Kitabı okudu
1960'lar sonunda, yüksek yaşam standartları, daha iyi sağlık ve gelişkin eğitim fırsatlarından yararlanan savaş sonrası refah devletinin ilk kuşağı etrafında yoğunlaşan toplumsal başkaldırılar, savaş sonrasının saygın toplumunun törelerinde yer bulması olanaksız yeni toplumsal, bireysel ve cinsel özgürlük istemleri ortaya attılar. Giderek dayatmacı hale gelen bir gençlik kültürü 1970'lerde saygın duyarlılıklara yönelik punk saldırısıyla zirvesine ulaştı.
Reklam
“Meaning is a dialogue — always only partially understood, always an unequal exchange.”
Gramsci
Sorun, herkesin yaşamına sıfırdan başlayarak biIimsel bir düşünce getirmek değil, önceden varolan bir eylemi yenileme ve 'eleştirel' duruma getirme sorunudur.
Marksizm bilim değildir
Bilgi ile gerçeği kendi içerisinde barındırmakta olması, praksis felsefesinin eleştirisinin özüdür; böylelikle Marksizm bilimsel bilgi değil, basit olarak, büyük ve organik ideolojilerden bir başkası durumuna gelmektedir.
Ancak "postmodern" çağda sorun haline gelen şey modernlik, ilerleme ve rasyonalite arasındaki bu denklemin kendisidir. Bu sorunun merkezinde "meşruluk bunalımı" yatar. Eğer modernlik içinde "bütün katı şeylerin havada eridiği" bir koşulsa, o zaman eski dönemlerde ve daha geleneksel toplumlarda istikrar ve sürekliliği garanti eden bütün eski kurumlar ve otorite merkezleri -dinden sadakate- bunalıma ve çatışmaya gebedirler. Adalet ve hakikat gibi ideallerin sorumluluğunu ilahi bir otorite üstlenmiyorsa, o zaman otorite nasıl garanti altına alınır? Bütün değerler değiş tokuş altında dümdüz olmuşlarsa, o zaman gerçek ve kalıcı değerler nasıl oluşturulacak? Modernlik içindeki arayışlardan biri, bilgiyi temellendirerek ve otoriteyi meşrulaştırarak (öyle ki bunlar artık sorunun ötesine yerleştirilmiştir) bütün değerlerin ve iktidar iddialarının görecelileştirilmesi yönündeki bu eğilime karşı koymanın yollarını bulmak olacaktır.
Reklam
Postmodernliğe bakmadan önce, sözde yerine geçtiği dönemi ele almalıyız. Marshall Berman, Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor adlı kitabında, üç terim arasındaki bağlantıları izleyerek modern zamanların bir özetini çıkarmaya girişiyor. İlk olarak, modernleşme kapitalizmin yükselişine eşlik eden ekonomik, toplumsal ve teknolojik yenileşmeleri ifade ediyor. İkinci olarak, modernlik en açık biçimiyle on dokuzuncu ve yirminci yüzyılın büyü Avrupa ve Amerikan şehirlerinde, kapitalizm koşullarında yaşamın kökten dönüşmüş karakterini betimler. Son olarak, modernizm vardır; yine kapitalist metropoliten merkezlerle bağlantılı sanat alanında deneysel hareketlerden oluşan bir karşı dalga. Sembolizm ve kübizmden sürrealizm ve bilinç-akışı yazına kadar bu radikal modernist yeniliklerin hepsi birlikte modernlik deneyimini dile getirmeye soyunmuşlardır. Modernistler "kitle kültürü"nü reddediyor, burjuva normlarını ve değerlerini yadsıyor ya da kendilerini ilerici toplumsal güçlerin safında görüyor olsalar bile modern yaşamı bu şekilde ele alışın terimleri, her zaman eleştiriye açık olmuştur. Modern mimarideki International Style örneğinde ve Bauhaus'un sınai tasarım ideallerinde ("makine estetiği" denen şey), rasyonel ilkeler temelinde (örn. "biçim işlevi izler") kelimenin tam anlamıyla daha iyi bir dünya kurma tutkusu bizzat modernleşme süreciyle kaynaşacaktı.
Poulantzas ise, Lenin ile aynı çizgide, yönetilen sınıfların siyasal iktidarı ele geçirmeden önce ideolojik egemenliği kazanamayacaklarını öne sürmektedir.
Gramsci için canalıcı ilişki, Devlet ile sivil toplum arasındadır; yani, yönetici blokun sivil toplumu hegemonyası altında ne ölçüde tutabildiğidir.
İdeolojiler gerçeklik ve sahtelik ölçütüne göre değil,sınıfları ve sınıf bölümlerini bağlılık ve boyun eğme konumlarında birbirine bağlamaktaki işlevi ve etkinlik derecesine göre değerlendirilmektedir.
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.