İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü’nü bitirdi. Bu dönemde Brüksel’deki Institut des Hautes Etudes des Communications Sociales’e bir yıllığına Erasmus öğrenci değişimi programıyla gitti. TRT Brüksel’de staj yaptı. Yüksek lisansını bitirmeden Türkiye’ye döndü. Medya ajanslarında metin yazarı olarak çalışmaya başladı. Profesyonel yazarlık hayatına Kore’de Aşk Mevsimi adlı romanıyla başladı.
"Bazı çiftler birbirleri için yaratılmıştır. Gün gelip onlar ayrılsalar bile hayat onları birleştirmenin bir yolunu bulur.
Bazı çiftlerse asla birlikte olmamalıdır. Kader onları ayırmak için o kadar çok uğraşır ki birçoğu sonunda pes eder. Ancak aralarında bazıları çetin ceviz çıkar, kaderi onları ayırmak için oynadığı türlü türlü oyunlarla birlikte, 'bir' olarak göğüs gererler.
İşte bu yüzden âşık olmak biraz da kumar oynamaya benzer. Kadere karşı koyarsan, cezanı kaçınılmaz sonla olabilecek en korkunç şekilde yüzleşerek çekersin. Ama kader senin yanındaysa, işte o zaman dünyanın sonu da gelse vız gelir âşıklara."
Kore'de Aşk Mevsimi
Yazarın çok akıcı bir anlatımı var. Kitap asla ama asla sıkmadı.
Gayet hoş ve iyi bir konu işlenmiş ve konu ile ilgili detaylar derince düşünülmüş gibi geldi.
Kore deyince ben de ilk başta terddüg ettim fakat sonrasında kendime kızdım. Kesinlikle ön yargısız okunması gereken bir kitap.
Kitapta 2 ana karakter var, ve birlikte bir sürü şey yaşıyorlar. Hem oğlanın hem de kızın geçmişi hepimizi hem üzüyor hemde şok ediyor. Son ise beni gerçekten şaşırttı 2 gün boyunca bilimç altımdan çıkmadı hiç beklemiyordum.
Genel olarak kitap baya güzel, tavsiye ederim.
Kitap hakkında ne yazsam bilemiyorum. Güzel olacağını düşünüyordum ve birazcık beklentim yüksekti ama o beklentimi çok karşılamadı. Hatta hiç karşılamadı desem yeridir.
Kitabın havası öyle bir şeydi ki nasıl tarif etsem bilemiyorum ama bundan dolayı nasıl olacağını az çok tahmin etmiştim. Ve tahnim de doğru çıktı.
Kore hakkında ve kpop hakkında bildiğim şeylerin çıkması, en sevdiğim iki dizinin de konusunun geçilmesi sanki sevdiğim ünlüyü görür gibi sevindim ve tek sevdiğim bu kısımlardı.
Karakterlere gelirsek de benim için aşırı zorlama ve itici geldiler hiçbir şekilde ne baş karaktere ne de yan karakterlere ısındım veya sevdim. Ama yazarın yazım dili akıcı olduğu için kolay okundu bitti.
Konusuna gelecek olursak da Han Byul bir kafede çalışmaktadır ve her sabah o kafeye Bahar gelir. Aynı yere oturup dışarıyı seyreden ve rengarenk giyindiği için byul'un dikkatini çeker. Yabancı biri olduğunu anlar ama nereli olduğunu bilmez, baharın kafeye uğradığı bir gün sorar bu şekilde konuşmaya başlarlar. Birbirleriyle vakit geçirdikçe hoşlanmaya başlarlar. Bakalım neler olacak.
Okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar.
Kitabı elinize aldığınız andan itibaren sizi içine alıyor ve son kapağı kapatana kadar çıkamıyorsunuz. Anlatım çok akıcı. Bir de bana Ahmet Ümit tarzını anımsattı. Çok beğenerek okudum
Hatırla!Su Tunç · Doğan Kitap Yayınları · 202054 okunma
Merhaba kitap kurtları. Kitabımızın baş kahramanları Bahar ve Han Byul. Biri Türk diğeri Koreli. Kitapta Bahar'ın bir amaçtan dolayı Kore'ye gidip yaşaması ile başlar. Han Byul Bahar'ı çalıştığı cafede görür ve yavaş yavaş onu merak etmeye başlar.(Çünkü Bahar'ın her gün başka kıyafet ve saç renkleriyle cafeye gelmesi...)Kitabın devamında Bahar ve Han Byul arasındaki sevimli hoşlantı ile devam eder ama kitabın sonuna kadar okusanız sonundaki olanlardaki duyguyu en küçük kan pıtırcığınız bile hissedecektir bana göre... Okumanızı çok isterim çünkü çok güzel bir sevgi var kitapta. Daha nice kitap incelemelerinde buluşmak üzere kendinize iyi bakın ....