Oysa yüzü acı çekiyor gibi görünmüyordu. Babası için ağlaması, soluk alıp vermek gibi doğal bir olaydı sanki.Gözyaşı kendiliğinden dökülüyordu gözlerinden. Acı, yüz mimiklerini çoktan terk etmiş, yüreğinin derinliğine yerleşmişti bile.
Hikmet, "Acı,ruhun bir parçası haline gelince gözyaşı hazırda bekliyor" diye geçirdi içinden. "Ne yüzde bir acı ifadesi oluyor ne de gözyaşlarını saklamak için bir gayret."
Karadeniz kıyılarında başlayıp Ege'de devam edip biten maceralı bir yaşam.
Onurlu ve erdemli olmayı kendine kılavuz edinmiş, çocukluğundan beri çevresinde olan bitenin farkında olan, hep farklı düşünen ve farklı düşünen bu genç insanın da herkes farkında…
Yaşadığı süre içerisinde haksızlığa göz yummayan, boyun eğmeyen bir özgürlük filozofu.
Büyük bir zevkle okuduğum bu kitap, Diyojen'in çocukluğundan ölümüne kadar geçirdiği süreçleri akıcı bir dille ele alıyor.
Kitabı okurken kendinizi bir maceranın içinde buluyorsunuz. Sade ve anlaşılır cümlelerle kitap daha da zevkli bir hal alıyor. Öyle ki kendimi çoğu zaman Diyojen'in yanında hissettim.
Diyojeni seven bir kadının ona söylediği cümlelerle incelemeyi sonlandırmak istiyorum;
"kurtuluş sadece senin gibi yaşamak değil, senin yanında ve seninle birlikte yaşamak da önemli"
Sinopeli DiogenesSuat Çağlayan · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202020 okunma
"Her şeyi elde ettiğimde de, senin yaşadığın gibi yaşamanın gerçek kurtuluş olacağına inandım. Ama senden farklı düşündüğüm bir şey var; kurtuluş sadece senin gibi yaşamak değil, senin yanında ve seninle birlikte yaşamak da önemli!"
"Aile kavramı doğaya aykırıdır. İster kadın ister erkek olsun, tek bir eşe bağlı olmak insanın kendini yüceltmesinin önünü keser. Aynı şekilde çocuklar, iki kişinin ortak değeri olarak doğarsa da toplumun sorumluluğundadır."
Bir meslek sözleşmesi olarak hazırladığın bu metnin daha ilk satırında, hekimlerin tanrılar üzerine yemin etmesini istiyorsun, öyle değil mi? Çünkü sen, halktan biri değil, Tanrı Asklepios sülalesinden geldiğin için, çok istemene karşın kendini tanrılardan kurtaramayan bir hekimsin. Yazmış olduğun bu ant metnine ben Hipokratik büyü diyorum. Aldatıcı bir kutsal hekim yaratarak halkın gözünü boyayan bir metin!
Eğer halktan gelen bir hekim olsaydın, hekimlik uygulamasına parayı karıştırmazdın! Senin hem parayla hasta baktığını hem de öğrencilerinden para aldığını bilmeyen yok. Bütün bu açıkların ortadayken, söylediklerime ne hakla celalleniyorsun?"
Sokrates, mahkeme kapısından çıkarılarak ölüm cezasının uygulanacağı yere götürülürken, Xanthippe önünü keserek, 'Seni haksız yere ölüm cezasına çarptırıyorlar,' diye hıçkırarak bağırdı.
Sokrates ona, 'Sus kadın!' diye bağırdı ve ardından söylendi: 'Haklı olsalardı daha mı iyi olurdu!"