Seven bir anne babanın, nasıl olur da çocuğunu dövebileceğini, kötü sözler edeceğini aklı almıyordu. Sevilen evlat aç uyumamalıydı, üşümemeliydi. Öpüp koklanmalı, güzel sözler duymalıydı.
Düşler, gözün dar çerçevelerine sığmaya kalkışan aklın oynadığı bin bir türlü oyunla, esaretin perdesini yırtmaya çalışan insanoğlunun yegâne malzemesidir.
Duygu, insanın aklı üzerindeki efendiliğini yitirdiği zaman, insanı özellikler kişiyi, terk eder. Maneviyat zayıflar. Sadece bedeni hazlara yönelik çabalar devreye girer.
Süheyla Poyraz 'ın ilk kitabıdır Geçmişin İzlerinde Yürüyenler. Aynı zamanda kitabımız T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü Edebiyat Eserlerini Destek Projesi (EDES) kapsamında desteklenmiştir.
Kitap, ülkesi Kırım'dan sürgün edilmiş Vahit'in ve ailesinin hikayesini anlatıyor. Bir yandan
1950 yılı Kırım savaşından apar topar kaçan Vahit ve ailesi Türkiye'ye gelir. Ailesini kaybeden Vahit geride de sevdiği kadını bırakmıştır. Aradan yıllar geçip Ankara'da kendisine yeni bir hayat kuran Vahit, ne geçmişini ne de sevdiği kadını unutabilmiştir. Zaten hayatları çok zordur. Fakirlik, yokluk, geçim derdi onu oldukça çökertir. Bu sırada en büyük kızı Zehra'nın da ona yaşattıkları acısına acı ekler. Vahit'in yıllardır tek dileği ülkesine geri dönmek ve sevdiği kadını bulmaktır. Peki Vahit ülkesine dönebilecek mi? Sevdiği kadını bulabilecek mi? Kızı ona neler yaşattı?
Duygusal bir kitap olmasının yanı sıra savaştan göç eden ailelerin de acılarını bizlere Vahit'in dilinden anlatıyor kitap. Akıcı ve merak uyandıran bir anlatımı vardı kitabın. Çekilen zorluklara rağmen aile olmanın, her şeyi gözardı ederek birarada durmanın da konu edindiği kitap, herkesin yaşadıklarına ve hissettiklerine de yer vermiş. Okurken içiniz sızlayarak belki de gözyaşı dökerek sayfaları çeviriyorsunuz. Dönem kitabı seven herkese tavsiye ederim.
#gülceylekitaplar
#bloghemsire #hayriyeesahn #hayriyeninblogu #okudumbitti #kitapönerileri #bookstagram #kitaptanıtım #kıtaptavsiyesi #kitaplar #kitapiçin #kitapkurdu #kitapsevgisi #kitapokumak
#kitapalıntıları #kitapsözleri #kimneokudu
Ben ve abim küçükken, elektrik kesintisi olduğunda hemen babama yapışırdık. Bize eskilerden masallar, destanlar anlatsın diye. Eminim bunu bir çoğumuz yapmıştır...
Okurken o günlere gittim resmen, tarihi sadece sayıdan ibaret sanıyoruz ama okuyunca o dönemde yaşayan insanların ruh hali, savaşın, yoksulluğun insanları ne denli zorladığını anlıyoruz. 1950 'li yılların Ankara' sında kendi ailesinin geçim derdiyle uğraşan ve geçmişini unutamayan Vahit 'in göç ile başlayan serüvenine tanıklık ediyoruz.
Kızı Zehra' nın onu yüzüstü bırakıp gitmesi, yıllardır izini sürdüğü Münire ve bu yolculukta kaybedilen aile fertleri hepsi derin yaralar bırakmıştı Vahit 'te.
Bir babanın gözünden anlatılan olaylar, okurken oradaymış hissi veriyor. Akıcı dili ve yerinde betimlemeleriyle film izler gibi okuyorsunuz, tavsiye ediyorum, mutlaka ama mutlaka okuyun, kitapla kalın