1956 yılında Tokat'ın Reşadiye ilçesi Kabalı Köyü'nde doğdu. Tokat Öğretmen Okulu'nu bitirdi (1974). İlkokul öğretmenliği sırasında Hukuk Fakültesi'nde okudu. Avukatlık yaptı. DYP Eski Genel Başkanı Tansu Çiller'in danışmanlığını yaptı.
Şiirleri Töre, Doğuş, Kültür ve Sanat, Erguvan, Dolunay, Türk Yurdu gibi dergilerde yayınladı.
5 Ocak 2014 tarihinde Ankara'da vefat etti.
ESERLERİ:
Şiir:
Ânestü Nârâ İstanbul 1993, Ötüken Neşriyat
Roman:
Dünyayı Dolduran Kiraz Ankara 1990, Vadi Yayınları
Bu gam viranesinin baykuşuyum ben
Kendi canı üzre tüneyen
Leylâ’ya namertlik talim ederim
Bu gönül şarında
Ne bana göre iş, ne başka urba
Bir deli sarkaç olurum kulpuna tutunur da
O yana giderim ordasın
Bu yana gelirim burda
Korkudan öldürme beni
Leylâ
Bırakma ellerimi
Merdoğlu mertler aşkına!
Mekteplerin bir garip ladeniyim ben
“Lâ”de kaldı tedrisim bu yüzden
Bu yüzden gözlerimi bağladılar
Şimdi hangi yana gitsem yeridir
Şimdi bütün zamanlar leylîdir
Bana “Len terani” deme, ben bilmem
Beni ara yerde mahzun bırakma
Leylâ !
Dön diyorsun
Nasıl yüzyüze geliriz, yüzsüzler şahıyım ben
Hadd-i müntehadayım, bir kıyl ü kal içindeyim
Hiç bir yerde tarifım yok sanki muhal içindeyim Büzüldükçe üzerime kurar çadırını korku
Söyle neyim
Yakup muyum
Yusuf muyum
Kuyu mu?
“Dön diyorsun/Nasıl yüz yüze geliriz, yüzsüzler şahıyım ben/Hadd-i müntehadayım, bir kıyl ü kal içindeyim/Hiç bir yerde tarifim yok sanki muhal içindeyim/Büzüldükçe üzerime kurar çadırını korku/Söyle neyim/Yakup muyum/Yusuf muyum/Kuyu mu?”
Çocuk kahramanı olan iki kitap hatırlıyorum. İkisi de Türkiye de yazılmamış. Birisi Cengiz Aytmatov'un Beyaz Gemi diğeri de Cengiz Dağcı'nın Badem Dalına Asılı Bebekler isimli kitapları.
Bu okuduğum kitap kahramanı çocuk olan üçüncü kitap. Yazar kendi çocukluğunu anlatıyor. Bir çeşit otobiyografi diyebiliriz.
Köyde yaşayan bir çocuk ne düşünür, ne yapar. Hayatı nasıl geçiyor sorularına cevap verebilecek çok güzel bir kitap.
Türkiye'nin neresinde büyüğümüzün bir önemi olmadığının, Çocukluğumuzda zihnimize ekilen korkuların her yerde aynı olduğunu bu kitap sayesinde anladıktan sonra öğrendim.
Yazarın kalemi ve dili harikulâde , keşke daha fazla eser vermiş olsaydı.
Kitabın okullarımızda okutulacak 100 temel eser arasına alınması gerektiğini düşünüyorum.
Şükrü Karaca ile bugün tanıştım. Niye bu kadar geç kaldım diye ne kadar hayıflansam az. Şiirlerinde kelimeler öyle özenle sıralanmış ki şiirin büyüleyici ahengine kendinizi kaptırmaktan alıkoyamıyorsunuz. Özellikle “Naat” şiiri Naat-ı şeriflerin en güzeli olmaya aday.
Bu kitabı okuyarak çocukluğumu ve gençliğimi hatırladım. Ben de köyde büyüdüm, çocukluğum ve gençliğim köyde geçti. Köy hayatı ne kadar yokluk ve zorluklarla dolu olsa da, doğayla iç içe ve insani ilişkilerin de sağlam ve samimi olması, bu hayatı anlamlı ve yaşanır hale getiriyor.
Bu kitap bir yetim çocuğun köydeki hayatını anlatıyor.
Okunmaya değer bir kitap.