Şükrü Kuleyin

Atası Türk Atatürk yazarı
Yazar
7.0/10
4 Kişi
23
Okunma
2
Beğeni
1.845
Görüntülenme

Şükrü Kuleyin Sözleri ve Alıntıları

Şükrü Kuleyin sözleri ve alıntılarını, Şükrü Kuleyin kitap alıntılarını, Şükrü Kuleyin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Kemal Paşa, 13 Kasım'da Haydarpaşa Garı'nda trenden iner... Tren ve peron cepheden gelen subay ve askerlerle doludur. İngilizlere ve saraya kafa tutan Mustafa Kemal'i, garda önlem alan Teşkilat-ı Mahsusa (Osmanlı istihbarat örgütü) görevlileri beklemektedir. Bu esnada Mustafa Kemal'i tanıyan ve trenden inişini izleyen bir çavuş, gür bir
Sayfa 141Kitabı okudu
Atatürk, konuk Kralı Tophane Rıhtımı'nda karşıladı. Kral'ın motoru yaklaştığı zaman Atatürk, deniz kenarından elini uzatmış, Kral da denizden elini uzatarak, denizle karanın birleştiği yerde iki liderin eli birleşmişti. O an da garip bir şey olmuş, Kral'ın motoru, Boğaz'ın hiç dinmeyen dalgalarıyla bir inip bir çıkıyordu. Kral, tam rıhtıma atlamak üzereydi ki eli birden yere değdi ve tozlandı. O sırada Atatürk, Kral'ı rıhtıma almak üzere elini uzatmış bulunuyordu. Kral, bir mendille elini silip öyle uzatmak istedi. Fakat Atatürk buna meydan vermedi: "Vatanımın toprağı temizdir Ekselans, elinizi kirletmez" diye elinden tutup çıkarıverdi.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Doğrudur; 30 Ağustos'ta kimileri sevinir kimileri üzülür! Kimilerinin bayramı kimilerinin yasıdır.
Sayfa 176Kitabı okudu
Yıl 1934… Türkiye’nin önemli bir ziyaretçisi vardır. İran Şahı Şah Rıza Pehlevi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün misafiri olarak Türkiye’dir. İran Şahı, ziyaret esnasında Atatürk’e, üzerinde eşi benzeri taşlarla kaplı bir kılıç hediye eder. Kılıç paha biçilmez ve göz kamaştırmaktadır. Herkes, Atatürk’ün, karşılık olarak Şah’a vereceği hediyeyi merak eder. Atatürk, İran Şahı’na, sade gümüş bir sigara tabakası hediye eder. Şah, eline aldığı tabakayı incelerken, yüzünde biraz şaşkınlık ifadesi vardır. Şah’ın bir hazine değerindeki hediyesi karşısında, Atatürk’ün gümüş bir tabaka etmesi Şah da dahil olmak üzere herkesi şaşırtmıştır. Atatürk, bunu fark edince,  Şah’a, “Bunu ben kendi maaşımla aldım” der. Ve bu kısacık cümlede o kadar şey anlatır ki! İzah etmeye gerek var mı?
Sayfa 182 - HS Yayınevi
Mustafa Kemal, sadece okumamış aynı zamanda birçok alanda eserler de vermiştir… Gazeteci Turhan Gürkan’ın aktardığı şu anı, konunun en güzel örneklerinden bir tanesidir: Türk Tarih Kurumu’nun çalışmalarıyla Atatürk yakından ilgileniyor, her fırsatta Türk Tarihi’nin en geniş şekilde yazılması için çevresine uyarıda bulunuyordu. Boş zamanlarında Atatürk’ün elinden, tarihle ilgili kitapların düşmediğini hatırlarım. Bir gün yine Atatürk, tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü ülke meselesi dururken, devlet başkanının kendini tarihe vermesi, Vasıf Çınar’ın biraz canını sıkmış olacak ki Atatürk’e şöyle dediğini duydum: “Paşam tarihle ilgilenip kafanı yorma. 19 Mayıs’ta kitap okuyarak mı Samsun’a çıktın?” Atatürk, Vasıf Çınar’ın bu samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi: “Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım.”
Sayfa 48
Yemek sırasında hoş mu hoş, yoksa nahoş demek mi gerek, kestiremeyeceğim bir olay geçti. Garsonlardan biri, fazla heyecanlandığı için mi nedir, elindeki büyük porselen tabakla yere yuvarlandı. Sofradakilerin utanç içinde önlerine baktıkları anda Atatürk, sanki hiç bir şey olmamış gibi Kral’a doğru eğilerek “Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim” diye hem meseleyi kapattı, hem de ortalığı neşeye boğdu. Garsona da “Vazifene devam et” emrini verdi.
Sayfa 142 - HS Yayınevi
Reklam
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.