Çankırı’nın Kızılıbrık Köyü’nde doğdu. İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nden 1984’te mezun oldu. İÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Doktora programını tamamladı. Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde asistan oldu. Aynı üniversitenin Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda yardımcı doçentlik kadrosuna atandı. 1996’da MÜ Türkiye Cumhuriyeti Anabilim Dalı’nda doçentlik unvanını aldı. 1997-2000 yılları arasında Sosyoloji Bölüm başkanlığı yaptı. 2002 yılında Türkiye Cumhuriyeti Anabilim Dalı’nda profesörlük kadrosuna atandı. 2001-2002 yıllarında dekan yardımcılığı görevinde bulundu. Halen MÜ Tarih Bölümü Başkanlığı görevini yürüten Beyoğlu, Osmanlı Yakınçağ Tarihi, Milli Mücadele, Cumhuriyet Tarihi ve Kültür Tarihi alanlarında çalışmalarını sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Çok sayıda uluslararası ve ulusal dergilerde yayımlanmış makalesi, uluslararası ve ulusal bildirileri ve kitap bölümleri bulunan Beyoğlu’nun telif eserleri şunlardır:
Milli Mücadele Kahramanı Giresunlu Osman Ağa, İstanbul, 2009 (2 baskı); İki Devir Bir İnsan Ahmet Faik Günday ve Hatıraları, İstanbul, 2011; Medine Müdafaası ve Fahreddin Paşa, İstanbul, 2018.
Ortak eserleri ise şöyledir: Türkiye’de Demokrasi ve Parlamento Tarihi, Ankara, 2012; Modern Türkiye Tarihi (Ali Satan ile editörlük), İstanbul, 2014; İmparatorluktan Ulus Devlete Türk İnkılap Tarihi, Ankara, 2016 (9 baskı).
Kalk! Kalk ya Muhammed... Allah'ın Resulü kalk! Ve sana inanan, senin için burada çarpışanlara görün! Allah'ın yardımını bize ulaştır!
| Fahreddin Paşa
Fahreddin Paşa' nın son teşebbüsü Osmanlı Bayrağı'na sarılarak peygamberin mezarı dibinde ölmekti. Bırakmadılar. Fakat hatırası eşi görülmemiş bir Müslüman mücahidi olarak kaldı.
Bu çalışmada tekrar görülmüştür ki; tarih, yapanın veya gerçeğin değil, yazanın, hatırlayanın, anlatanın, yansıtanın, canlı tutanın ve sahip çıkanın arzu ettiği tarzda şekillenmektedir.
Fahreddin paşa:" Ravza-i mutahharranin yeşil tûrbesi altında kan ve ateşten mensuc kızıl bir kefenlegômûlmedikçe" Medinenin dûşmana bırakılmayacağını teblìğ ediyordu.
Terörist araplarin vur-kaç taktigi ile mütemadiyen medine tabyalarını yıpratması müdafileri öylesine umutsuz bir hale getirmişti ki, Fahreddin paşa bir gün Ravza-i mutahhara da bu durumu şöyle ifade etmişti:
"Kalk! Kalk ya Muhammed...Allahın resulu kalk! Ve sana inanan, senin için burada çarpışanlara görün!...Tanrinin yardımını bize ulaştır!..."
Kitap Dünya Harbinde,Fahreddin Paşanın İngilizlerle anlaşarak (burayı arap sevdalıları on kez okusun )Osmanlı devletine karşı harekete geçen Arapların isyanını son damla kana ,son mermiye ,son hurma çekirdeğine dek nasıl müdafaa ettiğini anlatıyor.Kitapta ermeni TEHCİRi (büyük harflerle yazdım ki anlaşılsın) olaylarında gösterdiği başarılara da yer verilmiştir.Her ne kadar bugünlerde sebepsiz yere ermeniler sebepsiz yere öldürüldü diye MASAL’lar anlatılsa da, tarih yapanın Ve ya gerçeğin değil.Yazanın ,hatırlayanın ,anlatılanın, yansımanın ,canlı tutanın Ve sahip çıkanın ettiği tarzda şekillenir .Bu hep böyle idi ve böylede devam eder...Fahreddin Paşa her düşmandan daha zalim olan açlığa karşı iki buçuk sene müdafaa Ve muhafaza etmiş. Türklerin Çanakkale de gösterdikleri kahramanlığı, Fahreddin Paşa da Hicaz da kutsal topraklarda göstermiştir . Bir sürü emirler ve arkadaşlarının cebri müdahalesi ile ancak esareti kabul etmiştir ve şehri boşaltmıştır.Fahreddin Paşanın
“Kalk! Kalk Ya Muhammed...Allah’ın Resulü kalk! Ve sana inanan,senin İçin burada çarpışanlara görün !... Tanrının yardımını bize ulaştır!...” sözleri beni çok etkiledi .Bir Türk Askerinin sözünden geri dönmeyeceğinin ve vatanı ,milleti ,Peygamberi İçin nelere katlanabileceğinin örneklerinden biridir Fahreddin Paşa bana göre.Tarih gösteriyor ki ;
BÜTÜN ARAP ÜLKELERİNE BİR ATATÜRK VE BİR FAHRETTİN PAŞA LAZIMMIŞ
Kitap bütün ayrıntılarıyla konuya hakim bir şekilde birçok taraftan belgelerle çok sürükleyici olarak anlatmış. Muhakkak her vatan evladının tarihimizdeki bu Büyük komutanı ve bu acıklı olayı bilmesi lazım ve bu şuurda olması gerek. Fahreddin Paşa askeri alanda büyük bir komutan olmakla beraber gönüllerde de büyük şahsiyettir. Onca açlık yokluk ihanet gibi zorluklara göğüs germek aynı zamanda askeri ve halkı idare edebilmek sağlam bir iman ve Peygamber sevdası ile olabilirdi. Paşa, Lawrance yanında bulunan Lowel Thomas tarafından dahi şöyle övülmektedir;
“Türkiye’nin Fahrettin paşa kadar savaşçı ruha sahip bir milyon savaşçısı olursa, yalnız eski vilayetlerini geri almakla kalmaz, hatta yakındoğu yu fetheder ve büyük Moğolların şanını da geçecek bir imparatorluk kurabilir.”
Ruhu şad olsun. Allah ondan razı olsun.