Çok yaşamayı kim istemez? Hemen herkes ister ama, onun gerekli şartlarını, bu isteklerden kaç kişi yerine getirir? Yani kaç kişi zararlardan, aşırılıklardan korunma gereğini duyar acaba?
Senin, isimlerini anmış olduğun padişahlara gelince; onların da adı geçen işleri kılıç yardımıyla yaptıklarını, ama hemen yanı başında da, düşünce, ileri görüşlülük ve ön tedbirlerden ayrılmadıklarını görüyoruz. Kılıç, tek başına, onların da işlerine yaramamıştır. Onların o yarınlara kalarak her fırsatta anılan büyük işleri, görünüşte, kılıcın gölgesinde olmuşsa da, gerçek anlamda, akıl, mantık ve sevgi güçleriyle gerçekleşebilmiştir.
Gençliklerinde, doğru ve iyi yolda gidenler bunun karşılığı olarak, yaşlılıklarında hürmet ve ikram görürler. Aksine, gençliğinde kötülük yapanlarsa, yaşlandıkları zaman, yine aynen bunun karşılığını görmekte gecikmezler.
Görmez misin ki: bir kimse bir bağçe yemiş yesin diyu girse ve dahi hâm iken ağacında olmağa katlanmayup hemân bulduğın koparsa yise, yemiş değil, belki zehirdir yidügi. Amma kim vaktine koyup olduktan sonra koparup yise, ol vaktin yemiş olur yidüği..
İnsanoglu yapmakta bulunduğu herhangi bir iyiliğin mahiyetini o anda araştırmaya gerek duymaz; onun tadını, ancak, aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra anlayabilir.