Beni bir gün sokakta vuracaklar. Alnımdan kan akarak yere serileceğim. Yatakta ölmek nasip olmayacak. Ziyanı yok, varsın vursunlar. Vatan, benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. Bir Talat gider, bin Talat yetişir!
Beni bir gün sokakta vuracaklar. Alnımdan kan akarak yere serileceğim. Yatakta ölmek nasip olmayacak. Ziyanı yok, varsın vursunlar. Vatan, benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. Bir Talat gider, bin Talat yetişir!
Harbiye Nazırı genel seferberliği teklif etmişti. Nafıa Nazırı Mahmut Paşa ve Maliye Nazırı Cavit Bey bunun aleyhinde idiler. Fakat Enver Paşa teklifinde ısrar ettiğinden, onlar da genel seferberliği kabul ettiler. Türkiye seferberlikten ancak üç ay sonra harbe girmeye mecbur kalmıştı.
Gerek tehcir ve gerek tecavüz neticesi Ermeniler, pek çok zayiata uğramışlardır. Bunu itiraf etmek icap eder. Ancak, Doğu Vilayetlerinde bulunan Müslümanların da aynı miktarda zayiata uğradıkları da bir hakikattir.
Beni bir gün sokakta vuracaklar. Alnımdan kan akarak yere serileceğim, Yatakta ölmek nasip olmayacak. Ziyanı yok, varsın vursunlar. Vatan benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. Bir Talat gider, bin Talat yetişir!
Yukarıda hususi bir fasılda da zikrettiğim gibi harp de facto ilan edilmiş değildir. Fakat "Goeben" Karadeniz'de Rus donanmasıyla çarpıştıktan sonra harp bir emrivaki halini almıştır. Nazırlar Meclisinde bu emrivakii önlemek, şimdi dahi harbe girmemek kararı alınmıştır. Fakat Nazırlar Meclisinde İtilaf devletlerinin şartlarının kabulü hakkında yapılan müzakerelerde görüş ihtilafları hasıl olmuştur. Şartların kabulü aleyhinde olanlar harbe iştiraki kabul etmiş oluyorlardı.
Sokaklarda geçerken karşılaştığım Türkler, hayatlarını kurtarmış olduğum için en samimi şekilde şükranlarını ifade ettiler. Bu kadirşinaslık aynı derecede diğer Rus subaylarına karşı da gösteriliyordu. Çünkü bu subaylar olmasaydı Erzurumu geri alan Türk kıtaları şehirde hayatta kalmış tek Türk bulamayacaktı.
Mezalim şehirde eskisi gibi hüküm sürmeye başladı. Silah ve müdafaadan mahrum zavallı Türk nüfusu eskisi gibi Ermenilerin hücumlarına maruz kalarak yalnız Rus subaylarında sığınak buluyorlardı. Bunlar ise kendilerine pek az yardımda bulunabiliyorlardı. Emrimde bulunan pek çok subaylar, sokakta durdurulup soyulan Türklerin hayatını kurtarmak için cebir kullanmak zorunda kalmışlardır.
Bir devletin ilerlemesi ve idaresinin ıslahı, o devletin siyaseten , iktisaden bağımsız olmasına bağlıdır. Halbuki Türkiye'ye bir taraftan ıslahat yapılması teklif edilmekle beraber, diğer taraftan hükümdar idaresinde bulunan milletler isyana teşvik ve neticede müdahale ve himaye suretiyle siyasi bağımsızlığı ve kapitülasyonlarla da iktisadi bağımsızlığı ihlal ediliyordu. Islahat teklifi, büyük bir Türk şairinin dediği gibi, elleri kolları bağlı bir adamı niçin konuşmuyorsun diye kırbaçlamak kabilinden oluyor idi.