8.5/10
129 Kişi
593
Okunma
42
Beğeni
4.424
Görüntülenme

En Eski Taner Timur Sözleri ve Alıntıları

En Eski Taner Timur sözleri ve alıntılarını, en eski Taner Timur kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yeni Osmanlılar kuşkusuz Osmanlı toplumuna birçok yeni fikir ve kavram getirdiler; fakat temel zaafları "Batı uygarlığı"nı kendi dışlarında, aşk-nefret duygularıyla yaklaştıkları bir "nesne" olarak görmeleri ve bu uygarlığın temelini oluşturan ön kabulleri, Batılı düşünürler gibi özgürce sorgulayacaklarına, perakendeci bir zihniyetle "bu uygarlıktan neleri almalıyız; neleri almamalıyız?" şeklindeki sorgulama tarzları idi.
Sayfa 111 - Yordam Kitap
Osmanlı yenileşme hareketlerinin başını çekenler, Batı'da olduğu gibi burjuva sivil toplumunda ya da Habermas'ın daha özgül bir alan olarak betimlediği özerk kamusal alanda yer almıyorlardı. Bunlar genellikle devlet memuru statüsünde olan kimselerdi ve temel kaygıları da "Devlet'i kurtarmak" idi. Oysa "Devleti kurtarma" gibi bir ön-kabul Aydınlanma düşüncesine tamamen yabancıydı.
Sayfa 114 - Yordam Kitap
Reklam
Büyük adamlar ne Tolstoy'un sandığı gibi tarihin ve kitle özlemlerinin uysal bir aracı, ne de Carlyle'nin ileri sürdüğü gibi tarihi yapan tek unsurlardır. Büyüklükleri ve iktidarlarının sınırı ancak temsil ettiği sınıfı ya da sınıflar ittifakını ortaya koymak suretiyle anlaşılabilir.
Sayfa 105 - imge kitapevi yayınları
“Nietzsche, sınıf kavgasının yerine ikinci doğa ve yeni değerler kavgasını koyunca iktisadi ve toplumsal hayatın somut analizi yükümlüğünden kurtuluyor ve sığındığı mitler dünyasında yeni bir aristokrasi düşlüyordu. Toplumsal hayat artık onun gözlerinde rantla yaşayan, üstün yetenekli, yaratıcı bir seçkinler grubuyla, bunlara hizmet etmekle mükellef kölelerden ibaretti. ‘Zayıflara karşı güçlülerin yanında olmalıyız’ diyordu Nietzsche, ‘Yunanlıların köleci sistemleri yüzünden çöktükleri söyleniyor; biz ise kölelerimiz olmadığı için çökeceğiz.”
"Siyasal partiler kişileri değil,toplumsal sınıf ve eğilimleri temsil ederler."
Bunlardan Roland Mousnier’ye göre Osmanlı Devleti’nde “Sultan, kanunların dışında ve üstünde” bulunuyordu ve aslında bu ülke “gerçek anlamıyla devlet değildi”; çünkü Osmanlı toplumu “organize toplumsal kategorilere (corps) ve kendine özgü bir hayatı olan kurumlara sahip değildi; devlet bir aileydi veya daha doğrusu Osman Hanedanına vekalet eden orduydu.
Sayfa 204
Reklam
852 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.