Öne Çıkan Tarık Zafer Tunaya kitaplarını, öne çıkan Tarık Zafer Tunaya sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Tarık Zafer Tunaya yazarlarını, öne çıkan Tarık Zafer Tunaya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu kitabın özetini yine kitabın içinden bir bölüm ile yapacağım. Bu mücadelenin ruhu,mücadelesi,harmanlanması çokta kolay olmadığı aşikardır. Günümüzde ihtiyacımız olan şeyin bakın 18 Eylül 1924'te Gazi Paşa nasıl açıklamış.
'Yıl 1924. Eylül'ün 18'inde Büyük Atatürk Rize'den Giresun'a gitmek üzere ayrılmaktadır. Bir hocalar heyeti ellerinde dilekçe, halkın arasındaki Cumhurbaşkanı'na yaklaşıyor. Dilekleri: Kapatılan medreselerin tekrar açılması. '' Gazi Paşa'dan aldıkları cevap da şu : '' Siz mektep istemiyorsunuz. Halbuki millet onu istiyor. Bırakınız artık bu zavallı milleti, bu memleket evlatları yetişsin ! Medreseler açılmayacaktır. Millete mektep lazımdır! ''
Rusya ''viran olacak''. Türkler ise birleşip ''Turan olacak''lardır. Türkçülük cereyanı Osmanlı ülkesindeki Türkleri milli bir şuur etrafında toplamak (yakın Türkçülük) fikrini aşmıştır.
Değişen ve yeni kurulan düzenler arasında, yaşayan, yaşamak isteyen tek unsur artık millet niteliğini kazanmış olan Türklerdi. Değişmeyen de O'ydu:Türk milleti. Ölmek istemeyen ve bunun için ne gerekliyse yapmaya hazır olan bu millet, doğrudan doğruya kendi içinden çıkardığı bit "hükümet" kurmuştur. Atatürk'ün halk hükümeti, demokratik hükümet diye adlandırdığı sistem budur. 1922 yılında, şekillenen Türkiye ile birlikte, ulusal devletle beraber doğmuştur bu sistem. Komünist bolşevik saltanatçı hilafetçi değildir. Misak-ı Milli çerçevesi içinde Türk olan her yer ve her şey in sembolü okarak vücut bulmuştur. Osmanlı imparatorluğunun inkıraz bulup, Tbmm hükümeti kurulduğuna dair heyet-i umumiye kararında okunur :"... Yeni Türkiye hükümeti Osmanlı İmparatorluğu yerine kaim olup onun hudud - ı milli dahilinde yeni varis olduğuna ve Teşkilat-ı Esasiye Kanununu ile hukuk-ı hükümrani-i milletin nefsine verildiğinden..."
Milliyetlerini idrak etmek ve korumakla Türkler ölümden kurtulmaktadırlar. Garpçı cereyan da bu savaşa kayıtsızlık göstermemiştir: Bu savaş ilahi bir ceza değildir. Asıl düşman içerdedir ve bu müthiş düşmanın birçok ismi vardır: Cehalet, gerilik, uyuşukluk, hurafelere inanış. ''Bu top gürültüleri bizi uyandıracak mı?'' Kokunç olan, Bulgar topları değil. Yirminci yüzyılın olaylarını hurafelerle yorumlamaya kalkışmaktır. Mesleki içtimai cereyanı yenilgiyi tecemmüi (bütün) bir toplum ve medeniyet şeklinin tabii sonucu olarak görmüştür.
Atatürk'e gerçek yolu seçtiği, davasından ödün vermediği için bağlıyız. Yoksa O, doğruyu görmemekte ısrar edenlerin iddia ettikleri gibi, bir tapınak değildir.
Türkleri, maddi ve manevi sefaletten, aşağılık duygusundan, hareketsizliğin, cahilliğin, tembelliğin ve anlamsız bir tutuculuğun vesayetinden kurtarma savaşı Türk devrimini tanımlar.