•••
Yaşamak... Başka ihtiyacım yok,
Yaşamak, hem çocukça aldanarak,
Öyle yıllarca, daima, birçok,
Perişan, malul ve can çekişerek yaşamak...
•••
Yaşamak aşkı bende her emele
Olacak yegâne sığınak yarın.
İşte, der, insanoğlunun geçmiş hayatı bu.
Ve başlar bize maval okumaya.
Ninniler uydurup uyutur bizi
dedelerimizin derin boşluklar içinde, uzun,
zifiri karanlık hayatından.
Gösterir bize evvel zamanı,
tek doğru, en güzel örnek, der.
Bakarsın gelecek günlerin farkı yok geçen geceden.
Senin tarih dediğin işte budur,
alnında altı bin yıllık
Şimdi ben doğrusu evvelki çocukluklardan
Nâdimim; gönlümü isrâf ü tebâh ettiğimi
Bin merâretle bugün anlıyorum; bir vicdan
Bana ihsas ediyor işte bitip gittiğimi.
Ben ki bitmez sanıyordum bu hayatın şevki...
Senin yerinde olaydım,
ağırbaşlı dudağımda Ölür de öpücüklerim, Hizmet etmezdi kimsenin aşk tatlarına.
Yazık değil mi ama
bir nazlı melek vücudu Sevilmeden ölsün? Senin yerinde olaydım, hayır, severdim ben: Kendi güzeiliğimi başlardım ilk sevmeye.
Bu gönül için bir hak:
Biraz da kendini sevmek değil midir, yaşamak?