Speyer ve Ludwigshafen'deki liselere gitti ve daha sonra Ludwigshafen'deki liseden mezun oldu. 1979'dan beri Berlin'de yaşıyor. FU'da biyokimya / doğa bilimleri okuduktan sonra, uzun bir süre FU Berlin'de bir bilimsel kütüphanede veri yöneticisi olarak sistem yöneticisi ve programcı olarak çalıştı. 1999'dan beri serbest yazar.
Alman PEN
Üyesi Berlin Sanat Akademisi
Üyesi Mainz Bilimler ve Edebiyat
Akademisi Üyesi Alman Dil ve Şiir Akademisi Üyesi
Ödüller;
lk yayınlanan en iyi Alman-dil için 1994 Rauriser Edebiyat Ödülü
Förderkreis yazar-Pfalz Rheinland tarafından 1993,1999,2001 "Yılın Kitabı"
en iyi ilk romanı Edebiyat Evi Hamburg 1995 Mara Cassens Ödülü
Berlin Sanat Akademisi Berlin Art Prize 1996 ödül literatüründe
1996 Rhineland Palatinate Bölge Derneği Edebiyat Ödülü, 1996
1998 Wiepersdorf Sanatçılar Evi Bursu
1999 Rheingau Edebiyat Ödülü
1999 Rheinland Pfalz Eyaleti'nden Marta Saalfeld Ödülü
2000 Rheinland Pfalz Eyaleti'nden Wolfgang Koeppen Ödülü ve Hansa Şehri Greifswald
2002 Georg-K-Glaser Ödülü ve SWR
2006 Sanat Ödülü Rheinland-Pfalz Eyaleti
2011 Berlin Özgür Üniversitesi'nde Alman Dili Şiir Uzmanlığı Profesörlüğü ile birlikte Prusya Deniz Tedavi Vakfı Berlin Edebiyat Ödülü
2011/2012 Bergen-Enkheim Şehir Katibi
2012 Marie Luise Kaschnitz Ödülü
2015 Joseph Breitbach Ödülü
2018 Bremen Edebiyat Ödülü
2018 Spycher Edebiyat Ödülü Leuk
2018 Kranichstein Edebiyat Ödülü
NABOVKOV'UN KEDİSİ
Kitapların kalınlığından hiç bir zaman dem vurmadım benim için nitelik önemli sayfa sayısı değil Thomas lehr 'in 600 sayfaya yakın kitabını bir solukta okuyamadim maalesef uzun zamandır elimde evirip çeviriyorum :) ilk kitapla tanıştığımda hem yazarı ile hemde kitabın ismi ile yeni tanışmış olduk arkasındaki yazıyı okuyunca merak edip burdan da bakmak istedim gel gör ki ne inceleme sayısı vardı ne okuyucu sayısı elinin beş parmağını geçmiyor . .. Belki keşfedilmemiş bir kitap diye başladım . Bir 50 sayfa okudum ve hiçbir şey anlamadım kafamda hiçbir şey oluşmadi benimlr alakalı deyip tekrar okuduğum paragaraflarin üstünden geçiyordum ama yok nafile
Kitabın dili çok ağır fazlasiyla betimlemelerden oluşuyor bazen noktaya kadar zor okuyordum bu kitabın tarzı bana biraz Franz Kafka'yi hatırlattı ama inanın Franz Kafka çok daha akıcı. Kitap iki ana temel üzerinde durmuştu cinsellik , varlık ve hiçlik ( Jean Paul sartre ) hiçliği savunan bir George , bilim adamı olmak isteyen bir George ve hayatının rengi Camille hoş ne renk ama koyu mu ? Açık mi ? Ve bir türlü bedenini ele geçiremedigi Camille ve çok yakınken ulasamsidgu Camille .. İşte insan ulaştığının nankörü , ulaşamadığının delisi
Eğer sabırlı değilseniz kesinlikle okumanızı tavsiye etmiyorum :) dahası eğer yeni okumaya başlayan biriyseniz sakın ha diyeyim bir daha kitap görmez gözleriniz Nabokov'un Kedisi Thomas Lehr
Bir roman ile karşınızdayım.Fazla bilinmedik olan bu eser aslında ödüllü bir eserdir.Okurken hissettirdiği birçok duygu var aslında.Yazar biz okuyucuya duygularını ve hislerini yeni keşfeden ergen bir gencin yetişkin olup hala bu hislerinin akışında kalmasını aktarıyor.Daha çok erotizm ağırlıklı olan bu eserde kadın erkek ilişkilerini ve bu ikili ilişkide tarafların birbirine cinsel bakışlarını okuyoruz.Muazzam betimlemelerle dolu olması ile okuyucuyu şaşırtabilecek bu eserde olay örgüsü konusunda hayal kırıklığına uğrayabiliyoruz.Erotizmin ve cinselliğin hat safhada olduğu bu eseri ilginiz dahilinde ise ve zayıf olay örgüsünden kaynaklı sorununu bilerek okumak isterseniz okuyabilirsiniz.Sevgiyle ve kitapla kalın.
İçerik canlı ancak kurgu ve anlatım için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Enteresan bir şekilde bu kitabı okumak sizi yorarken merak uyandırmıyor da değil. Bir ergenin tinsel ve tensel anlamda kendini keşfi, erişkinliğe erişirken ki çırpınışları kaotik bir biçimde anlatılmış. Okumaktan zarar gelmez.