Vaii Celal Bey Bir Gösteriyi Önlüyor.. Ağustos günü, Ekselansları Vali Celal Bey’e uğrayarak dostane bir tavırla, farklı ve güvenilir kaynaklardan elde ettiğim bir bilgiyi onunla paylaştım. Buna göre İttihat ve Terakki Cemiyeti ertesi gün bir gösteri düzenlemeyi planlıyordu. Gösteri şehrin pazarlarında ve ana caddelerindeki bir yürüyüşle başlayacak ve sonunda da Türkiye için Portsmouth’ta inşa edilen “Yenilmez Sultan I. Osman” ve “Reşadiye” zırhlılarına İngiltere tarafın dan keyfi olarak el konulmasına karşı, Britanya Konsolosluğu’nun önünde yapılacak protesto ile sona erecekti. Ekselanslarına, vahşi Kürtlerin katılımıyla gerçekleşecek böyle bir gösterinin çok elim sonuçlar doğurabileceğini söyledim.
Tanrıma şükürler olsun ki siz de sonradan mucizevi bir şekilde kaçmayı başarıp Türkiye’den dışarı çıkabildiniz. Altı çocuğumuzun tamamen senin sayende kurtulduklarını çok iyi biliyorum ve biliyorum ki sen kendini Yüce Tann’ya bütün inancınla teslim ettiğin için, o da senin elinden tutup “Çarmıh Yolcusu”nun yolundan yürüttü ve seni “yasamın sonu Gölgesinin Vadisi”nden çekip çıkardı. Yine Tann’ya şükür ki seni ve altı çocuğumuzu Türklerin tuzaklarından ve Rusların dehşetinden korudu.
Sözde çevirmen 120 sayfalık kitabın başında 30 sayfa boyunca neredeyse havlamaya benzer o iğrenç üslubuyla, kendi paranoyalarını ve zırvalarını sıralıyor. “Çevirmen” şahsın 30 sayfalık sunuş kısmındaki bu vasat dilini ve Ermeni- Kürt düşmanlığına endekslenmiş küçük beynini gördükçe zaten tercümesinin de ne kadar şüpheli olduğu anlaşılıyor. Çevirmen bozuntusu! şahsi paranoyalarını ve zırvalarını kendi ucuz adınla çıkarabileceğin ayrı bir kitapta yazmak yerine neden çevirmen kisvesine bürünüp midemizi bulandırıyorsun!
1914 ve 1918 yılları arasında bütiin dünyayı büyük felaketin sarstığı dönemde. Türkiye adlı cehennemde, bir milyondan fazla Ermeni’nin za lim Türklerce katledildiğini, kalpleri dağlayan olayların bugüne kadar hiç gerçekleşmeyen barış umutlarına rağmen sürdüğünü belirtmek zorunludur.
Hayatta kalanların bir kısmı, Muhammedi dini kabullenmiştir ve şimdi katillerinin dehşeti ve zorbalığı altında yaşamak zorundadırlar. Küçük ve zayıf ulusları korumayı kalpten isteyen İtilaf Güçleri, bu gaddar Tiirklerin bütün Ermeni ulusunu imha etme planlarını gerçekleştirmesinden kork mazlar mı?
“Reşkotan” adıyla bilinen bu yerleşik Kürt aşireti, Buşeri bölgesinin kuzeyinde yaşar. Burası, Batman Suyu
(Kaghert Nehri) ile Revdan Suyu (Arzon Nehri) arasında kalır.
. Reşkotan şu yedi alt aşirete bölünür: Kasıka, Darmanka, Şikaki, Bebucanka, Bundurka, Çaluka ve Piroka. Bu alt aşiretlerin yaşadığı birkaç köyü aşağıda sayıyorum: Sa lih, Dara-Bi, Dara-Baru, Zedia, Hajina, Lijak, Reshuk, Merina, Khelukan, Durbessan, Bolehd vb. Bunlar yayladadır ve toprakları çok bereketlidir.
Sakinleri ya tarımla ya da koyun besiciliğiyle meşguldür. Kendi liderleri vardır. Aşiretin tüm erkekleri iyi at biner ve iyi nişancıdır.