Thomas Isidore Noël Sankara, Burkina Fasolu asker ve siyasetçi. Sankara, Afrika kıtası ülkesi Yukarı Volta'da 1983-1987 yılları arasındaki devlet başkanlığı makamında bulunmuştur.
O günlerde imalatçıların makineli dokuma tezgahlarında yalnızca kadınları çalıştırdığı söylendi. Evli ve aralarında evde ailesi olan kadınları tercih ettiler. Bu kadınlar, bekar kadınlara göre işlerine daha fazla dikkat ediyorlardı ve daha uysaldılar, ailelerinin geçimini sağlamak için yorulana kadar çalışmaktan başka çareleri yoktu. Böylece, kadının özel niteliklerinin nasıl aleyhine çevrildiğini ve doğasının en ahlaklı ve hassas niteliklerinin bile ona boyun eğdirildiği hale geldiğini görebiliriz.
S. Ali hocamın çevirisini değerlendirme niyetiyle okumuştum. Fakat kitap ilerledikçe bu açıdan değerlendirecek yetkinlikte hissetmediğim için bu kısmına değinmiyorum özür dileyerek. Keza kitap ortalarına doğru beni o kadar şaşırttı ki çeviri hatalarından ziyade konusuna odaklandım. Hem dönemine hem de coğrafyasına göre çok ilerici fikirleri olan bir yazar. Bugün Ortadoğu ülkesi olduğumuzu reddettiğimiz halde bırakın Ortadoğucu fikirlerin ilerisinde olmayı Afrika’nın bile gerisindeymişiz.
Thomas Sankara(yazar) 1983-1987 yıllarında Burkina Faso’nun devlet başkanlığını yapmıştır. Genelinde Afrika’nın, özelinde Burkina Faso’nun kurtuluşu için söylev niteliğinde yazılmış bir kitap. Bu kurtuluşun mihenk taşı olarakta kadınları görüyor. Epey feminist, nasihatvari bir üslubu var. Zaman zaman kitabı yazanın bir er kişi olduğuna inanmakta zorluk çektim. Kadınlara kendi güçlerinin farkında olmalarını; erkeklere ise köstek olan tavırlarını terk edip eşlerinin, kızkardeşlerinin, kız çocuklarının, annelerinin ne denli önemli olduğunu ve bu kurtuluş mücadelesindeki yerini hatırlatıyor.
Çevirinize sağlık..
[Öncelikle şunu ifade edeyim: Bu kitap resmi bir çeviri değildir. Tarafımdan yapılmıştır. O yüzden kitabın Türkçesini bulmaya çalışmayın. Bu konuyla ilgili açıklamayı sayfanın en altına ekledim. ]
"Ve kadınlar
bizim kadınlarımız
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç