Aşk şeklinde bir hikaye de dahil olmak üzere beş romandan oluşan bir yazar olan Marco Colapietro'nun takma adıdır.
Görsel Sanatlar dalında mezun oldu. Görünüşe göre, ressam olmak istiyordu ama bu tutkuyu çok erken bıraktı. 1980'lerde çeşitli sanatçıların asistanı ve aynı zamanda karikatürist olarak çalıştı. 1991 yılında, bir kaç yıldır yaşadığı New York şehrine taşındı. İtalya'ya dönerek, çok tanınmış ve saygın bir çağdaş sanat galerisinin yönetmeni oldu. Muhtemelen Amerika Birleşik Devletleri'nde kaldığı süre boyunca romanlar yazmak, Thomas Pynchon, Don DeLillo ve Philip K. Dick'in çok güçlü bir şekilde etkilediği eserleri ile temas kurmaya başladı. İlk romanı M., 1999'da yayınlandı.
Biraz acımasız bir inceleme olabilir ama sıkıcılığı iç sıkan bir kitap. Gereksiz uzatılmış ve gereksiz betimlemelerin bambaşka yerlere bağlanmasıyla beyninizi yakıp paragrafları tekrar tekrar okutabilecek türden. Tam yakalıyorum dediğiniz yerde filmler kopuyor bir iki oturuşta okunmaması gerektiğini düşünüyorum.
Yıllar önce alıp okuduğum bir kitaptı aslında ilk bakışta arka kısmı okuyunca konu ilginizi çekiyor fakat oldukça yorucu sıkıcıydı benim için
Ne başı belli ne sonu tutarlı gerçi konuyu da tam olarak anlayamıyorsunuz zaten bana bir öğretisi olmadı maalesef
Kurt Cobain ve bir kuşağın 'hayalet izi'... yazıyor kitabın özet kısmında gerçekten öyle ama kitap belgesel roman olmak için abartılı sunumlarda bulunmuş. Betimlemeler çok fazlaydı betimleme severim aslında ama konudan uzaklaştığı zaman sıkıcı oluyor. Kitabın yarısı çok sıkıcı ilerledi ama sonra olaylar geliştikçe ve karakterlerin tanıtımı tamamlanınca daha da bir güzel oldu.Okurken ön yargısız ve biraz sorgulayacağı olduğunuz zaman kitap size mutlaka bir şeyler katacaktır. Final kısmı beklediğim gibi gerçekleşmedi bu da benim için artıydı. Özetle eğer kitabın yarısını sabırla okuyabilirseniz okumanızı tavsiye ederim.