Dünyada iki erkek var
Her zaman karşıma çıkan
Biri sevdiğim adam
Ötekisi beni seven.
Birisi karanlık gecelerimin
Düşlerinde bile can evimdedir
Öbürü kalbimin önünde bekler Bekler durur ama açılmaz kapı.
Birinin sadece soluğu yeter
Beni mutluluğa ulaştırmaya
Öteki ömrünü bağışlar bana
Kalkıp geri vermem bir saatini.
Birisi kanımın sıcaklığında
Aşkın öz türküleriyle yaşar
Öbürü can sıkıcı günlerim içinde Umutsuz koşar.
Her kadın bu ikili yaşamı tadar
Sevilenle seven arasında
Ama bir kez tek kişi olur o iki insan
Yalnız bir kez her yüzyılda !
Füruzan, seni tanımak için ölmen gerekmiyordu elbette ama sıra henüz gelmemişti diyelim. Duymamıştık adını Türk Edebiyatı derslerinde, ya da ben unutmuşum bilmiyorum. Servet-i Fünun’un ılık ikliminden sonra milli mücadelenin top tüfek seslerinin yankılandığı 20.yy Türk Edebiyatı ile barışamamıştım pek. Bir
Ölmeye Yatmak’ı ile hatırlıyorum, o da üniversite sınavında yanlış cevapladığım için. Şimdi kayıp zamanı telafi etme zamanı. Kıtalar arası gümüş iplikler uzatıp, seni çağdaşın olan kadın yazarlara bağlama zamanı. Fransa’ya uzanıp
Elena Ferrante ile seni aynı masaya oturtma zamanı. Bakalım benim Anadolu’mun kadın yazarı neler hissetmiş, kalbinde hangi okyanusun derinliğini taşımış.
Başlıyoruz 🚀