Kulak verin sözlerime iyice,
Herkes öldürebilir sevdiğini
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar öpücük ile öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimileri yaşlı iken öldürür;
Şehvetli ellerle öldürür kimi
Kimi altından ellerle öldürür;
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
Kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
Kimi satar kimi de satın alır;
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
Herkes öldürebilir sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez.
Sürdürülebilir bir yaz arıyorum
üzerime uyan bir uyku
bir dut ağacı asılmak için
Doğrudur göklerin yeryüzüne yaslandığı
tarihin böyle eskidiği doğrudur
her şey öyle kendiliğinden, öyle sessiz
bu yağmur var ya, iyi ki var
ama yalnızlığa çare değil
Doğarken kabullenmiştim bir ömür yenilgiyi,
yanı başımda ağzı açık bir mezar,
bir uzak mavi göğe bakmaktan yorgun
suları anlamaktan dönen akşam
ölü karanlık
Şimdi artık sustuğum her şey yankılanıyor
su ırmağa, aşk sürgüne, anılar toprağa
ne vakit yolumuz çakışır kim bilir
ben bir yaza hazırlanıyorum
ölüm bir kışa
şimdi sen öldün
şimdi tüm seherleri yeryüzünün
ölüyor bende
duvar dibinde bir avuç adam
atlardan konuşuyoruz uzun uzun
taşın yoğunluğundan
ve suyun nasıl yürüdüğünden betonda
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş kurşun olamaz mı?