1969 yılında Avustralya'nın Melbourne şehrinde doğdu ve Dandenong'ların eteklerindeki bir banliyö olan Ferntree Gully'de büyüdü. Küçük yaşta çizime ve edebiyata merak sardı. Genellikle var olmayan şeyler hakkında hikayeler yazmaktan hoşlanır. Melbourne'da ormanlık bir alan içinde küçük bir evde yaşamaktadır. Avustralya'nın fantastik kurgu ve bilimkurgu dergisi Aurealis'de tasarım ve dizayn yapmaktadır.
Bana neden yaptığımı sormadın deyip gönül koyan,Lorlen neden diye sorduğunda da söyleyemem diyen koca yürekli Akkarin. E söylemeyeceğini biliyormuş işte adam ndhxbxhx
Yüksek Büyücü Akkarin... Sende farklı bir şeyler olduğunu biliyordum. Şimdilik harika bir adammışsın sen. Ama kitabın ilerleyen sayfalarında gene dönersen de şaşırmam yani...
Dikkat spoiler içerir.
Sonea en sonunda kendisine ve çevresine zarar vermeden yakalanıp Lonca'ya getirilmiştir. İçindeki büyüyü kontrol etmesi gerekmektedir ve bunun için Lord Rothen çalışmalara başlar. En başta Sonea büyücü olmayacağını, kontrolü öğrenince gideceğini söyler. Çünkü büyücülere karşı ön yargılıdır. Ancak Rothen bu ön yargıyı yavaş yavaş kırmaya başlar. Sifacılar, simyacılar ve savaşçılarla tanışır. Ancak kafasını yardığı Lord Fergun'un başka planları vardır. Onu ziyaret eden Cery'yi hapseder ve Sonea'ya şantaj yapar. Fergun'un Sonea'nın gardiyanı olması için. Çünkü onun hakkında iyi düşünceleri yoktur ve diğer aday Rothen'dir. Duruşma günü gelir çatar. Sonea mecburen Fergun'un lehine ifade verir. Ona yardım etmek isteyen Dannyl yüce lord Akkiran'ın engeli ile karşılaşır ancak Akkiran Cery'yi bulur ve duruşma salonuna getirir. İddialar üzerine gerçek okumak için lonca yöneticisi Lorren Sonea'nın zihnine girer ve gerçeği öğrenir. Ancak bu arada Akkiran'ın bir kara büyücü olduğunu da Sonea'nın zihninde gördüğü bir şeyden çıkarır. Mahkeme Eothen'in Sonea'nın gardiyanı olmasına hükmeder ve Fergun da yakın zamanda yargılanacaktır? Ancak Akkiran ne olacaktır? Sonea bundan sonra ne yapacaktır? Kendisine ilanı aşk eden Cery ile nasıl bir ilişkisi olacaktır? Lorren'in gördüğü şeyi Rothen'e de gösterecek midir? Keyifle soluksuz okunan bir roman.
Hain Casus Üçlemesinin ilk kitabı olan Büyükelçinin Görevi, Kara Büyücü serisindeki hikayenin 20 yıl sonrasında geçiyor. İlk olarak Laika Yayıncılık tarafından yayınlanan ve daha sonra Pegasus Yayınevinin tekrar bastığı Kara Büyücü serisini yıllar önce okumuş ve çok beğenmiştim. Büyükelçinin Görevi, 20 yıl sonrasında karakterlerin değişim ve
Sonea meskencilerden biri, şehrin dışında zengilerin dışladığı bir kesimden fakir bir kız. Her hikayede olduğu gibi bu hikayemizde de yine iki kesim var. Bir tarafta kenar mahallelilerin Lonca'da eğitim görmesini istemeyen Hane üyeleri, diğer tarafta da hane üyeleri ve büyücülerden nefret eden meskenciler. Tesadüfen Sonea'nın büyülü güçleri olduğu keşfediliyor, ve maceramız başlıyor. Sonea yakalanırsa öldürüleceğini düşündüğü için, ve büyünün kötü bir şey olduğuna inandığı için Lonca'dan kaçmaya çalışıyor. Kaçış planları başarısızlıkla sonuçlanan Sonea yakalanıyor ve Lonca'ya götürülüyor. Binbir macera, olay, tartışma ve oturum sonrasında eğitim görmeye hak kazanıyor. Fakat o da ne? Tam rahata kavuştum derken kimsenin bilmemesi gereken karanlık bir sırra tanık oluyor ve Yüksek Lord'un rehinesi oluyor. Cinayetler, yasaklı ayinler, kara büyüler, bilinmeyen yolculuklar, ihanetler, dostluklar, yarım kalan aşklar, yıkımlar, savaşlar, ölümler ve daha nicesi... Anlatacak çok şey var, daha fazla konuşmak isterdim ama spoiler vermemek için burada kesmek zorundayım :(
Büyülü fantastik favori türlerim arasında zaten, aksiyon ve gerilim dolu olması da seriyi daha akıcı kılmış. Nasıl bittiğini anlamadım bile ") İlk kitap evrenle ve karakterlerle tanışma açısından biraz yavaş ilerliyor, ikinci kitapta da yer yer ilk kitapta yaşananlardan alıntı yapıyor. Üçüncü kitap en gerilim dolu ve bol aksiyonlu olandı. Yazarın JK Rowling gibi en beklenmedik karakterleri öldürmesine biraz içerledim. O kadar ölüm olmasa daha mutlu bir final olabilirdi... Onun dışında güzeldi, tavsiye edilir <3